Sentence examples of "çok kızdı" in Turkish

<>
Babam çok kızdı, eline bir paspas aldı ve onu kendi öldürdü. Отец разозлился, берёт в руки швабру, идёт и убивает её.
Kont Olaf müstakbel karısına çok kızdı. Граф Олаф весьма недоволен своей женой.
Cory, baban bugün işlerini yapmadan çıkıp gittiğin için sana çok kızdı. Кори. Твой отец ругался, что ты сбежал, не сделав работу.
O sana çok kızdı, ama sen bunu düzeltebilirsin. Но Буг, она злится, но это ничего.
Pamuk çok iyi bir kızdı. Памук была очень хорошей девочкой.
Tracy çok iyi bir kızdı. Трейси была очень милой девочкой.
Raquel çok tatlı bir kızdı. Ракель была очень хорошей девушкой.
O gerçekten de çok güzel bir kızdı. Она и впрямь очень красива. Та девушка.
Güzel kızdı, çok güzel. Милая девушка, очень красивая.
Bırakın yeşil çayırlarda boydan boya güneş parlasın, bu dünya güvenli bir liman olsun Bırakın dünya çocuklar için güvenli bir yer olsun, bu çok mu şey istemek?... Пусть новое солнце осветит эти зелёные пастбища, пусть этот мир станет безопасным приютом Пусть этот мир станет безопасным для детей, неужели я так много прошу?
Sherry çok güzel bir kızdı. Шери была такой милой девушкой.
Halep'te çok insan kalıntısı gördüm ve İngilizce "de bunu pazarlamakta iyiymişim. Я видела много человеческих останков в Алеппо, и кажется, хорошо презентую это на английском языке.
O zeki bir kızdı. Она была девушкой умной.
Çok güzel oldu ve oyunlar oynarken neşe dolu oluyoruz, eskisi gibi değil. Теперь он стал очень красивым, и когда мы там играем, то чувствуем себя как никогда замечательно.
İlk öldürdüğüm kişi yaşında bir kızdı. Моей первой жертвой была -летняя девушка.
Esanov dışarıda (soğukta) çok uzun süre bekledi ve bir anda sıcak bir yere girdi. Эсанов слишком долго оставался в очереди снаружи и неожиданно вошёл в тёплое помещение.
Ve Jessica gerçekten kızdı ama bana değil. Джессика разозлилась, но не на меня.
Kırgız Cumhuriyeti anayasasının zorla evlilik konusundaki pozisyonu çok açık. В Конституции Кыргызской Республики очень точно обозначено отношение к бракам по принуждению.
O bir kızdı, bir eş, bir anne. А еще она была дочерью, женой и матерью.
Savaşın dördüncü yılına girmesiyle birlikte, çok uzun zamandır onlara bakan bağışçıları, sosyal kurumları ve barınma sağlayan toplulukları ümitsizlik sardı. Война идёт уже четвёртый год и фактор усталости начал сказываться на благотворителях, общественных организациях и принимающих обществах, которые уже так много сделали для беженцев.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.