Exemples d'utilisation de "geçirmek" en turc avec la traduction "провести"

<>
Hayatının geri kalanını deli olduğunu düşünerek mi geçirmek istiyorsun? Ты хочешь провести всю оставшуюся жизнь считая себя сумасшедшей?
Oğlunla biraz vakit geçirmek sana iyi gelecektir. Тебе будет полезно провести время с сыном.
Seninle bir içki içmek ile geceyi hapiste geçirmek arasında bir karar verdim. У меня был выбор выпить с тобой или провести ночь за решеткой.
Leslie'yle doğumgününü geçirmek için bundan daha iyi bir yer olabilir mi? Где ещё ты бы предпочёл провести свой день рождения с Лесли?
İsa'nın doğum gününü geçirmek için daha eğlenceli bir yol düşünemiyorum. Я не могу представить лучший способ провести День Рождения Иисуса.
Hadi. Kim bu adamla daha fazla vakit geçirmek istemez? Кто не захочет провести чуть больше времени с ним?
Geçireceğiz. Planet Hollywood restoranında kötü zaman geçirmek zaten imkânsızdır. Нельзя плохо провести время в "Планете Голливуд".
Hayatımı düzenbazlık ve tacizle uğraşarak geçirmek mi? Hayır. И провести свою жизнь вовлеченной в мошенничества и домогательства?
Hayatının geri kalanını bir hücrede mi geçirmek istiyorsun? Ты хочешь провести остаток жизни в одиночной камере?
Tabii hayatının geri kalanını kafan çöp tenekesinin içinde geçirmek istemiyorsan. Если не хочешь провести остаток жизни в позорной мусорной корзине!
Kısa ya da uzun zaman olsun bu zamanımı seninle geçirmek istiyorum. Sen de beni istersen. Долго это будет, или не долго, я хочу провести это время с тобой...
Günün kalanını bir sorgu odasında geçirmek ister misin? А ты хочешь провести остаток дня в допросной?
Cece olmadan üç gün geçirmek mi zorundayım? Мне придётся провести три дня без Сиси?
Aslında amcam Buster ile biraz vakit geçirmek istedim. Я просто пришел провести время с дядей Бастером.
Bu zamanı bu şekilde mi geçirmek istiyorsun yani, ağlayarak? Вот так ты хочешь провести это время, в слезах?
Yüzleş bununla Dipper, kaderinde lunaparkta kötü bir gün geçirmek varmış. Признай, Диппер. Тебе очевидно суждено провести плохой день на ярмарке.
Gönüllülük yapacağım bir yer arıyordum böylece tüm yazımı bu evde hiçbir şey yapmadan geçirmek zorunda kalmam. Я ищу работу волонтером, чтобы мне не пришлось все лето провести в этом безжизненном доме.
Babam aradı ve tatili benimle birlikte geçirmek istediğini söyledi. Позвонил мой отец, он хотел провести праздники вместе.
Belki ben de Hope'u hatırlayarak bir gün geçirmek istemişimdir. И ещё я хотел провести день, вспоминая Хоуп.
Matthew Fries, dersin geri kalanını köşede geçirmek ister misin? Мэтью Фрайс! Ты хочешь провести остаток урока в углу?
Les exemples sont fournis uniquement à des fins linguistiques, c'est-à-dire pour étudier l'utilisation de mots dans une langue et leurs traductions dans une autre. Ils sont extraits automatiquement des sources ouvertes en utilisant des algorithmes de recherche de données bilingues. Si vous trouvez une erreur d'orthographe, de ponctuation ou autre soit dans l'original ou dans la traduction, utilisez l'option "Signaler un problème" ou écrivez-nous.

Dans cette section, vous pouvez voir comment les mots et les expressions sont utilisés dans différents contextes à l'aide d'exemples de traductions faites par des professionnels. La section Contextes vous aidera à apprendre l'anglais, l'allemand, l'espagnol et d'autres langues. Vous trouverez ici des exemples de verbes à particule et d'expressions idiomatiques dans des textes dont le style et le thème varient. Les exemples peuvent être triés par traductions et domaines thématiques.

Apprenez des langues étrangères, découvrez les traductions de millions de mots et d'expressions avec des exemples réels de leur utilisation grâce à notre technologie de recherche bilingue !