Sentence examples of "satmak" in Turkish

<>
Şimdi şunu satmak için bi yöntem bulalım. Теперь нам надо найти способ это продать.
Mikroplar, bize dezenfektan ve sabun satmak için bir komplodur. " Микробов выдумали, чтобы продавать вам средства дезинфекции и мыло ".
Bu bilgiyi satmak kurallara aykırı. Продажа этих данных против правил.
Bilemiyorum, burası pahabiçilemez bir antikayı satmak için garip bir yer. Я не знаю, какое-то странное место для продажи ценного антиквариата.
O kurul üyeleri, Queen Consolidated'i sana ve destekçilerine satmak için yalvaracaklar. Члены совета директоров будут умолять тебя и твоих финансистов купить Квин Консолидэйтед.
Ve babam evi satmak zorunda kaldı. И папа вынужден был продать дом.
QC'nin fazlalık enerjisini şehre satmak mı istiyorsun? Ты хочешь продавать излишек энергии компании городу?
Donny, lanet olası bir telefonu satmak ne kadar zaman alır? Донни, сколько, блин, времени занимает продажа гребаного телефона?
Sonunda, onun bu bağlantıları gizli bilgi satmak için kullandığı anlaşılmış. Как оказалось, она использовала эти контакты для продажи конфиденциальной информации.
Galiba Angela resimleri başka bir yere satmak zorunda kalacak. Что ж, придётся Энджеле продать снимки кому-то ещё.
O resimleri Bayan Després'e satmak çok aptalca bir hareketti. Было чертовски глупо, продавать эти фотографии мадам Депре.
HoReCa aracılığıyla mal satmak, satış noktasının (kuruluş), katılımcıların sanatı ve aşçıların tecrübesi pahasına malların marka değerini (markanın ek değerini artırmak için) artırmaya olanak tanır. Продажа товара посредством HoReCa позволяет повысить брендовую стоимость товара (увеличить дополнительную стоимость товарного знака) за счёт антуража точки продажи (заведения), искусства обслуживающего персонала и опыта поваров.
Ekonomi alanındaki işimi ev yapımı kurabiye satmak için neden bıraktığımı tekrar hatırlatır mısın? Напомни еще раз, почему я оставил работу финансиста ради продажи домашнего печенья?
Illinois'a geri döndü ve bütün malını mülkünü satmak zorunda kaldı. Она вернулась в Иллинойс, ей пришлось продать всю мебель.
Ev sahibin yüzünden değil, daireyi satmak bile istemedi, senin iyiliğin için yalan söyledim. Не из-за хозяина. Он вобще не хочет продавать квартиру. Я обманул для твоей же пользы.
Bunu Amerikalı bir aileye satmak daha zordu tabii. Это было бы намного труднее продать Американской семье.
Bombaları satmak güvenli mi yoksa başka ajanlar da var mı? Это безопасно продавать бомбы? Или есть другие тайные агенты?
Bir şey satmak istiyordu ve alıcının alışveriş kaynağını gizli tutması garantisi istiyordu. Пыталась продать что-то и не хотела, чтобы покупатель знал природу сделки.
Ama biz artık, küçük kızlara cinsellik satmak istemiyoruz! Но мы больше не хотим продавать секс маленьким девочкам!
Bu dört tekeri almak için satmak zorunda kaldım. Bir de Jeep aldım. Мне пришлось их продать, чтобы купить эту тачку и еще джип.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.