Sentence examples of "soru" in Turkish

<>
Gerçek soru şu, neden merdivene ihtiyacı olsun? Реальный вопрос в том, зачем ей лестница?
Sana bir kaç soru soracağım, Esther. Я задам тебе пару вопросов, Эсфирь.
Winston, sen ona soru sor ona dikkatini ver, onu dinle yeter. Bunu dinleme. Уинстон, просто задавай вопросы будь внимательным, слушай её, и не слушай его.
Üzerinde "İkisinin de ailesi siyahî" yazıyor ve soru işareti var. Написано, "Черные оба родителя?", со знаком вопроса.
Bay P, ciddi bir soru sorabilir miyim? Мистер Пи, можно задать очень серьезный вопрос?
Ama bugün herkesin aklındaki soru şu olacak: "Neredesin?" Но сегодня все задаются вопросом - "Где же вы?"
Soru, tecrit edilmiş bir mahkûmun, nasıl olup da adalet makamlarına, davranış biçimini değiştirdiğini gösterebileceğidir. Nasıl? Вопрос в том, как может изолированный заключённый может убедить правосудие в том, что его поведение изменилось?
Ben tüm kitabımı bu soru üzerine yazıyorum. Я пишу целую книгу по этому вопросу.
Soru kutusu konusunda ciddi olamıyorsanız, o zaman biz de uyuşturucu tanıma alıştırmaları yaparız, unkay?! Не можете серьёзно вопросы задавать, будем делать задание по распознаванию наркотических веществ, п 'нятно?
Francine soru sormaya başladı ve ona ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Hiçbir şey söyleme! Франсин задаёт вопросы, а я не знаю, что ответить ей.
Benimle Megan'ın anma töreninde tanıştığında bana bir sürü soru sormuştun. Ellerin kayıyor kovboy. Когда ты встретил меня у мемориала Меган, ты задала мне кучу вопросов.
General Disarray, sana bilimsel bir soru sorabilir miyim? Генерал Бардак, могу я задать Вам научный вопрос?
Ama yine de çıkabilecek her türlü soru için yanınızda avukat bulundurma hakkına sahipsiniz. У вас также есть право отвечать на любые вопросы только в присутствии адвоката.
Ve bana New Jersey'deki kıza ne olduğuyla ilgili tek bir soru bile sormayacaksın. А ты не будешь спрашивать, что было с той девушкой в Нью-Джерси.
Sana bir soru; onu istemiyorsan, ben şansımı deneyebilir miyim? Вопрос такой - если ты не хочешь, можно мне попытаться?
Size, Liselle hakkında birkaç soru sormak istiyoruz. Мы хотим задать вам несколько вопросов о Лизель.
Aslında, ilk önce ateş edilir, sonra soru sorulurdu. Это было в принципе - сначала стреляй потом задавай вопросы.
Bu iki ayrı soru oldu. Bence oturup ikisini ayrı ayrı konuşmak gerek. Это два разных вопроса, так что давай присядем и обсудим их.
Bu uçakla ilgili size bir kaç soru sormak istiyorum. Я бы хотел задать несколько вопросов об этом самолёте.
Senin milyon dolarlik teknigin soruya soru ile cevap vermek. Ваша техника на миллион долларов отвечать вопросом на вопрос.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.