Sentence examples of "suçlu değilim" in Turkish

<>
Ben suçlu değilim ve onlarda Alman casusları. Я не преступник. А они немецкие шпионы.
Herkesin benim suçlu olduğumu düşündüğünü biliyorum, ama bana komplo kuruldu. Я знаю все думают что я виноват, но меня подставили.
Kimseye bir şey açıklamak zorunda değilim. Я не собираюсь никому ничего объяснять!
Mahkeme kararı okunurken "suçlu" kelimesi tam yedi kez söylendi. Когда зачитывали приговор, слово "виновен" произнесли семь раз.
Hayır, ırkçı değilim ama kahrolası bir zenci gibi kullanıyorsun! Şuraya bak! Я не расист, но ты ездишь, как самый настоящий черномазый придурок!
İtham edildin ve suçlu bulundun. Тебя обвинили и признали виновным.
o kadar aç değilim. Я не очень голоден.
Önce hastanın bu fantezilerini belgelemesi sonra da suçlu ve utanma hissine dönüşmesi. Сперва пациент описывает свою фантазию, а затем признает стыд и вину.
Ederini verin yeter, aç gözlü değilim. И недорого возьму, я не жадный...
Suçlu değilsen, o halde neden bu kadar terlisin? Если ты не виновата, почему ты такая мокрая?
Sana harita çizecek değilim. Карту нарисовать не могу.
Jüri sizi suçlu bulmuştur. Присяжные признали вас виновным.
Dürüst olmak gerekirse, kanunen uymamız gerektiğinden emin değilim. Я даже не уверен, что есть такой закон.
Ayrıca Holt ve Roby on yıl önce birlikte çalışmışlar, gizli parçaları düşman uluslara satmaktan suçlu bulunduklarında. Холт и Роби уже сотрудничали лет назад, когда их обвинили в продаже секретных материалов враждебным государствам.
Bununla nasıl baş edeceğimize kafa yorsak daha iyi olur, Zira burda sizinle yaşama niyetinde değilim. Надо придумать, как нам выкрутиться, потому что я не планирую переезжать к вам сюда.
Agos suçsuz, Bishop suçlu. Агос невиновен, Бишоп виновен.
Buzdolabında not var mı diye bakmaya alışkın değilim de. Я не привык привык проверять холодильник на наличие записок.
Sayın yargıç, yüksek müsaadenizle. Peder Moore duruşmaların başında eğer suçlu bulunursa cezanın derhal takdir edilmesini talep etmişti. Ваша Честь, позвольте напомнить Отец Мор просил суд в случае признания его вины, огласить приговор незамедлительно.
Buna daha fazla katlanmak zorunda değilim. Я не собираюсь это больше терпеть.
Jüri sanığı suçlu buluyor. Присяжные сочли обвиняемую виновной.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.