Ejemplos del uso de "смогу" en ruso

<>
Я помогу тебе чем смогу, но этот контракт связывает тебя и Ванессу на года. Bak, eğer yardım edebilseydim ederdim. Ama bu sözleşme seni, yıl boyunca Vanessa'ya bağlıyor.
Если это правда, я привезу его, как только смогу. Gerçekten hastaysa, onu da alıp en kısa sürede geri dönerim.
Доктор Ходжинс, подумал, может, смогу помочь в поиске лицевых костей. Dr. Hodgins, yüz kemiklerini ayırmada size yardım edebilir miyim? Tabi ki.
Только вместе с тобой я смогу иметь счастливую и полноценную жизнь. Seninle olmak, dolu ve mutlu bir hayat sürmemin tek yolu.
Теперь-то я могу признаться, я не смогу. Hayatta yapamam! Artık söyleyebilirim, bunu yapamam.
Думаю, я смогу отрезать кусочек... Eğer o benden bir parça alırsam...
Мне нужно управлять островом, но, наверное, я смогу найти минутку... Kahramanları mı? Yapacak bazı şeflik görevlerim var fakat sanırım sizinle biraz zaman...
Смогу навещать тебя пару раз в месяц, наверстаем упущенное. Böylece birkaç haftada bir seni görmeye gelirim. Birlikte zaman geçiririz.
Я смогу убрать гражданских лиц, но с журналистами будет сложнее. Bu sivilleri temizlemek mümkün olabilir. Ama medya ile atışmak zorlu olacaktır.
Никогда не думал, что смогу так радоваться, услышав "Крид". "Creed "'e benzeyen bir ses duyduğumda bu kadar mutlu olabileceğimi hiç düşünmemiştim.
Не знаю, как долго смогу светить. Bunu yapmaya ne kadar devam edebilirim bilmiyorum.
А вы как считаете, смогу? Bunu yapabileceğimi düşünmedi. Siz ne düşünüyorsunuz?
Так я смогу чаще вас видеть. O şekilde sizi daha çok görebilirim.
Я смогу быть дурой за долларов. dolar için ben de aptal olabilirim.
Я смогу позаботиться о нас. Böylece bize göz kulak olabilirim.
Нет, я смогу ещё разок. Hayır, bir kere daha yapabilirim.
Конечно, его метод невероятен. Почти немыслим, но я смогу его повторить. İlmini hâlâ inanılmaz derecede, çılgınca zor buluyorum ama galiba ben de yapabilirim.
Вот кончится война, и я смогу позаботиться о себе сама. Savaş bitince, çiftçilik yapabilirim. o zaman kendi başımın çaresine bakabilirim.
Я узнаю больше, если смогу идентифицировать это тело. Bu vücudun kimliğini öğrenirsem her şeyi daha iyi anlayacağım.
Нет-нет, зайти не смогу! Просто снова принесла домашнюю еду! Yok, yok içeri gelemem, sadece bir yemek daha getirmiştim!
Los ejemplos del uso de palabras en diferentes contextos se proporcionan únicamente con fines lingüísticos, es decir, para estudiar el uso de palabras en un idioma y sus opciones de traducción a otro. Están recopilados automáticamente de fuentes abiertas utilizando tecnología de búsqueda basada en datos bilingües. Si encuentras un error ortográfico o de puntuación en el original o en la traducción, utiliza la opción "Informar de un problema" o escríbenos.

En esta sección, puedes ver cómo se usan las palabras y expresiones en diferentes contextos con los ejemplos de traducciones realizadas por profesionales. La sección Contextos te ayudara a aprender inglés, alemán, español y otros idiomas. Aquí puedes encontrar ejemplos con las frases verbales, expresiones idiomáticas y palabras ambiguas en textos de diferentes estilos y temas.

Los ejemplos se pueden ordenar por traducciones y temas, y también se puede realizar una búsqueda más precisa en los ejemplos encontrados.