Beispiele für die Verwendung von "büyük bir" im Türkischen

<>
Bu, basın özgürlüğü için geriye doğru büyük bir adım. Нет, очень хитрого замысла здесь нет.
Eğer Bangladeş'in başkenti Dhaka'da trafik ışıklarına takılı kalırsanız, büyük bir ihtimalle arabanınızın penceresine koşan sokak çocukları göreceksiniz. Если вы на пару минут задержитесь перед светофором в столице Бангладеш Дакке, вероятно, вы увидите рвущихся к окну вашего автомобиля детей.
İşte bu iğneleyici başlıkla bir fotoblog tarafından, Paris'te Haziran'dan beri Fransız polisi tarafından büyük bir geçici göçmen kampının nasıl boşaltıldığı ve tahliye edildiği anlatılıyor. Это саркастический заголовок фотоблога, который рассказывает, как французская полиция со июня демонтировала и выселяла импровизированный лагерь мигрантов в Париже.
Bu çok büyük bir hikaye olacak. И это будет огромным событием.
Bu durum ise Myanmar devletinin Bagan'ı bir UNESCO Dünya Miras Sit Alanı yapma çabalarında büyük bir gerilemeye neden oldu. Это может помешать попытке страны добиться признания Багана объектом Всемирного наследия ЮНЕСКО.
Hükümetin okullardaki "yeniden yapılandırma" planında geri adım atmasından dolayı, São Paulo'daki öğrenci harekatının büyük bir zafer kazandığı görülüyor. Движение студентов Сан - Паулу одержало крупную победу. Правительство откладывает свой план "реорганизации".
Tayvan büyük bir güneş pili üreticisi olduğu için, güçlü akülerle birleştirilmiş ucuz güneş panelleri beklentisi bir umut kaynağı. Одна из перспектив развития - дешевые солнечные батареи в сочетании с мощным аккумулятором энергии, так как Тайвань является крупным производителем солнечных батарей.
Filistin halkından büyük bir sıcaklık ve destek görüldü ve yol boyunca Iman, Shareef ve DiaaMahmoud gibi projeye paha biçilemez derecede katkıda bulunan arkadaşlar edindim. Люди Палестины оказали много тепла и поддержки этому арт - проекту; на этом пути я приобрела таких друзей как Иман, Шариф и ДиаМахмуд, невероятно много сделавшие для развития моей идеи.
Fransız analistlere göre National Front'a oy verenlerin % si için göçmenlik büyük bir sorun iken partinin yüksek oy aldığı bölgelerde göçmen yoğunluğu düşük. Французские аналитики обнаружили, что хотя это и было основным мотивом для% избирателей, проголосовавших за партию "Национальный фронт", в районах, где эта партия набрала больше всего голосов, доля иммигрантского населения относительно невысока.
Fakat Nisan'te yapılan büyük bir gösteriden sonra dördüncü santralin inşaatı durduruldu ve Temmuz'e ertelendi. Тем не менее после масштабной демонстрации в апреле года, строительство четвертой АЭС было остановлено и заморожено на три года, до июля года.
Belgeselde aynı zamanda baraj projesinin yürütülmesinde yolsuzluğun büyük bir etken olup olmadığı da inceleniyor. Фильм также исследует вопрос о том, является ли коррупция основным движущим фактором в реализации проекта.
Çok büyük bir şapka giyebilirim. Я могу надеть широкополую шляпу.
Fakat iki portal birden açılırsa ruhani enerjide büyük bir artış olacak. Но если будут открыты оба портала, энергия духов заметно возрастет.
"Hayatımın büyük bir bölümünde kimsenin sevgisine layık olmadığımı düşündüm. Всю свою жизнь я верила, что недостойна ничьей любви.
Onlar için büyük bir darbe olduguna eminim. Большой удар для них, я уверен.
Genişleme seremonisinden sonra büyük bir sıçrama yapacaksın. Вы получите большой скачок после расширения церемонии.
Bu bizim gibiler için çok büyük bir olay. Всё это слишком, для таких как мы.
Gerçekten büyük bir mucize gerçekleşti. Со мной случилось настоящее чудо.
Zamanı boşa harcamak büyük bir günahtır. Тратить время впустую - тяжкий грех.
Sadece kafasındaki sislik ve büyük bir morartı. Только шишка на голове и большой синяк.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.