Sentence examples of "miras" in Turkish

<>
Tanrı'ya şükür hiçbirimiz o piçin boncuk gibi gözlerini miras almadık. Слава Богу никто из нас не унаследовал глаза-бусинки этого ублюдка.
Dedem bana küçük bir miras bıraktı. Мой дед оставил мне небольшое наследство.
ve kardeşinizin zenginliğini miras alacağınızdan emindiniz, kimse sizden şüphelenmediği sürece. И наверняка унаследовали состояние брата, поскольку Вас никто не подозревал.
Uyguladığınız büyüler ve yaptığınız ritüeller size atalarınızdan miras kalmış demek oluyor. Значит, вы унаследовали свои практики ритуалы и волшебство от предков.
2007 yılında Kaiping Dialou ve Köyleri UNESCO Dünya Miras Listesi'ne dahil edildi. В 2007 году дяолоу внесены в список Всемирного наследия ЮНЕСКО.
Özgürlük, birkaç asilin dünyayı miras olarak alma hakkı olduğunu söyleyen bir doktrin üzerine kurulmadı. Свобода не основана на принципе, где сказано, что дворяне имеют право наследовать землю.
Miras hükmünü bozmak için özel bir kanun tasarısı mı çıkmalı? Чтобы нарушить майорат нужно, чтобы Парламент принял специальный законопроект?
Bir miras ki, hepimiz onu kucaklayıp yeteri kadar tanıma şansına sahip olduk. Наследие, которое охватывает всех нас, тех, кому повезло знать его.
Sana da garip gelmiyor mu? Bana miras kaldı ama yine de kendime ait param yok. А тебе не кажется несколько странным, я наследница, но собственных денег у меня нет.
Jaime evlenmek ya da toprakları miras alamaz. Джейме не может жениться и наследовать земли.
Sana verebileceğim en büyük miras sadece para değil. Главная часть моего наследства тебе - не деньги.
Bu taş bana miras kaldığında o ismi de miras aldım. Когда я унаследовала камень, я получила и это имя...
Bak, kapatmaliyim. Babamin hayali tuvalet sorunlari bana miras kaldi sanacaklar. Они подумают, что я унаследовал воображаемые туалетные проблемы моего отца.
Kocam, David Hagen, miras konusunda size yardımcı olmuştu. Мой муж, Дэвид Хаген, помогал вам оформить наследство.
Roberts gizlice, Shaitana'nın unutmuş olduğu ikinci kuzeniyle evlenir ve miras kalacak Suriye altınlarına göz diker! Робертс тайно женат на дальней родственнице Шайтаны. И должен унаследовать его состояние в Сирии. Сколько уже?
Varlıklı aile, babacığının nakliye işi miras kalmış. Zengin aileye karışmışsın. Вы из богатой семьи, унаследовали судоходный бизнес, выгодно женились.
Hollandalı turistlerin uğrak yeri olan yel değirmenleri 1997 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınmıştır. Adının kökeni. В 1997 году комплекс ветряных мельниц в Киндердейке был занесен в список всемирного наследия ЮНЕСКО.
Hak edecek hiçbir şey yapmamışken böyle büyük bir serveti miras almaktaki şansımdan utanıyorum daha çok. Мне совестно из-за моей удачи, ведь я унаследовал состояние, которое совсем не заслужил.
Annemin iş kafasını miras almış olabilirsin, ben kalbini miras aldım. Ты унаследовал мамину деловую хватку, а я - ее сердце.
"Harikalar Diyarı" geçen yıl Norman Amcasından miras kaldı. Он унаследовал Шангри-Ла в прошлом году от своего дяди Нормана.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.