Sentence examples of "Тебе придётся" in Russian

<>
А вот тебе придётся бросить привычку грызть спящих детишек. Ama sen, artık uyurken çocukları yemekten vazgeçmen gerekiyor.
Похоже, тебе придётся делать всё. Sanırım her şeyi senin yapman gerekecek.
Сет, тебе тоже придётся уйти с поста. Tabii. Seth, senin de istifa etmen gerekecek.
Придётся тебе посидеть на троне в моё отсутствие. Ben uzaktayken, tahtta sen oturmak zorunda olacaksın.
Значит, придётся подобрать тебе корсет потуже. Sana daha sıkı bir kemer bulmamız gerekecek.
Кроме того, он добавил: "теперь мне придётся вернуться сюда в другой день и это огромный стресс для меня". Ve ekledi, "Şimdi Ketta'ya başka bir gün yeniden gelmem gerekecek ve bu benim için aşırı yorucu bir şey."
Я купил тебе игрушек, пожалуйста, проснись! Sana oyuncaklar getirdim, lütfen uyan!
Мне жаль, но придётся делать выбор между музыкой и семьёй. Üzgünüm ama müzik ve ailen arasında bir seçim yapmak zorunda kalacaksın.
"Дело не в тебе, дело во мне..." Чрезмерная вежливость, чтобы подсластить горькую правду. "Sen değilsin canım, suç bende..." Şeker gibi acı gerçekliği kaplayan aşırı bir nezaket.
Им придётся подождать снаружи. Onların dışarıda beklemesi gerekecek.
Я куплю тебе новый слуховой аппарат, когда поправлюсь. Durumum düzeldiğinde, sana yeni bir işitme cihazı alacağım.
Пятеро в подразделении B. Ещё немного, и нам придётся вызывать резервистов. Gün B mesaisine gelmeyecek. Daha fazla olursa yedek subay almak zorunda kalacağız.
Привлекательная внешность не даёт тебе всего. İyi görünmek sana hiçbir şey kazandırmaz.
Нам придётся отложить свадьбу? Düğünü ertelememiz gerekecek mi?
Мы дали тебе ночлег. Sana uyuyacak yer verdik.
Нам придётся сделать перерыв. Biraz ara vermemiz gerekecek.
Пэдди, даже тебе тут может что-то перепасть. Paddy, burada durursak sen bile birileriyle yatabilirsin.
Через два часа мне придётся докладывать в начальству. Yukarıdakilere iki saat içinde bir rapor sunmam lazım.
Эти женщины все испортят. Я тебе объясни сейчас это! Söyle ona ağzına çorap tıksın çünkü seninle hemen konuşmalıyım.
Придётся искать новое место, чтобы смотреть игры, Майки. Şimdi maçı izlemek için yeni bir yer bulmamız gerekecek Mikey.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.