Sentence examples of "выйти за" in Russian

<>
Вы хотите выйти за Ники замуж? Nicky 'Ie evIenmek istiyor musun?
Я говорю, что мы должны выйти за рамки брака. Söylemeye çalıştığım şey, karı koca olmanın ötesine geçmemiz gerektiği.
Из фотографий образованных, красивых девушек из влиятельных семей, мечтающих выйти за меня, можно возвести дом. Benimle evlenmeye can atan iyi eğitimli ve iyi görünüşlü kadınların resimlerini bir araya toplasam gökdelen kadar uzun olur.
Прежде чем выйти за Ричарда стоит сделать массу вещей! Pekala, Richard'la evlenmeden önce yapacağın çok şey var.
Если миледи согласна выйти за солдата, который наутро уедет. Tabii leydim, sabaha gitmiş olacak bir askerle evlenmek isterse?
С какой стати ты тогда просил её выйти за тебя? O zaman neden seninle evlenmesini istedin ondan? Paniğe kapıldım!
Как я могу выйти за принца? Bir prens ile nasıl evlenebilirim ki?
Опоздала, чтобы выйти за него замуж. Bu adamla evlenmek için çok geç kaldın.
Хочешь выйти за рамки. Diğer taraftan istiyorsun bunu.
Потребовал выйти за него, а в случае отказа грозил обвинениями в колдовстве. Onunla evlenmemi istedi eğer onu geri çevirirsem beni cadılıkla suçlayıp idam ettireceğini söyledi.
Например я же обещала выйти за тебя замуж в прошлую субботу, так? Geçen cumartesi seninle evlenmeye de söz vermiştim, değil mi? Değil mi?
И ты позволила Пенни выйти за него. Sen de Penny'nin onunla evlenmesine izin verdin.
Что ты собираешься делать, выйти за Риса? Sen ne yapardın? Rhys ile evlenir miydin?
Малькольм Локсли заставляет мать выйти за него. Malcolm Locksley annemi onunla evlenmesi için zorluyor.
Помнишь Кен предложил выйти за него? Ken'in bana evlenme teklif ettiğini biliyorsun.
Женщина в возрасте Розамунд имеет право выйти за охотника за деньгами? Rosamund'un yaşında bir kadının bir servet avcısıyla evlenme hakkı var mı?
Попросил мою девушку выйти за себя замуж. Bir gazla, sevgilime evlenme teklif ettim.
Она тут же согласится выйти за меня. O da anında benimle evlenmeyi kabul eder.
Я хочу выйти за него замуж. Ben onunla olmak istiyorum, Liz.
Единственная стоящая вещь, что он сделал - уговорил тебя выйти за него. Hayatı boyunca yaptığı en iyi şey bir şekilde seni evlenmeye ikna etmek oldu.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.