Sentence examples of "должен заскочить" in Russian

<>
Он должен заскочить в КБР. Bugün bir ara CBI'ya uğrayacak.
Видео, которое также было удалено с YouTube, вызвало онлайн - дискуссию по вопросу: должен ли быть такой материал допустим в сети, учитывая, что он позволяет ИГИЛу распространять свою "пропаганду". Youtube'dan da kaldırılmış olan video, IŞİD'in "propoganda" sını yaymasına yer vermesi nedeniyle benzer materyallerin dünya çapındaki ağda ulaşılabilir olup olmaması gerektiği konusunda bir tartışma yarattı.
Возможно, ты захочешь заскочить в трейлер тети Мари. Marie teyzenin karavanına uğramak isteyebilirsin. - Ne yaptın?
Когда ты должен сказать привет миллиону человек в начале вечеринки Afgan büyümek bir parti olduğunda milyonlarca insana selam vermek zorunda kalmaktır.
И ты просто решила заскочить в полицейский участок? Ve polis departmanına öylece bir uğrayayım mı dedin?
"Слушай, ты должен прожить жизнь со своей женой. "Bak, birlikte bu hayatı yaşayacağın bir partnerin olması gerek.
Слушай, подумал заскочить к тебе, пообедать. Bak, uğrayıp seni yemeğe götürürüm diye düşündüm.
Знаешь, ты должен оценить иронию. Aslında bu rastlantıdan memnun olman gerekir.
Причём настолько, что он решил заскочить поздороваться. Öyle ki, buraya uğrayıp selam vermek istemiş.
Брак не должен быть таким. Bir evliliğin böyle olmaması gerekiyor.
Решили заскочить на огонек. Şöyle bir uğrayalım dedik.
Ты должен поразить цель одним выстрелом. Tek bir okla hedefi vurman gerek.
Просто решил заскочить, мы бы закончили разговор. Konuşmamızı tamamlamak için bir uğrayayım diye düşündüm sadece.
Он может. Ты должен делать это так громко? Fikrinizi bu kadar yüksek sesle söylemek zorunda değilsiniz.
Подумал заскочить и отметиться на собрании интеллектуалов. Buradaki danışma grubuma da bir uğrayayım dedim.
Ты должен мне перезвонить. Beni tekrar araman gerek.
Сможешь заскочить в Алиби? Alibi'a uğrayabilir misin? "
Извините, я должен ответить. Kusura bakmayın, açmam gerek.
Сначала мне нужно заскочить домой. Önce eve bir uğramam lazım.
Ты не должен иметь дел с политикой. Seni kıskanıyorum Gibbs. Politikayla uğraşmak zorunda değilsin.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.