Sentence examples of "который он" in Russian

<>
Прошу прощения за вред, который он вам причинил. Ee.. Sana her ne zarar verdiyse.. üzgünüm.
Лекс использует любые возможные средства чтобы открыть загадку этого ящика Пандоры, который он каким-то образом сумел заполучить. Lex, Pandora'nın Kutusu'nu, bir şekilde kullanabilmek için açmaya çalışıyor, bunun içinde elindeki bütün kaynakları kullanıyor.
Убийство Миллера может быть последним шагом ритуала воскрешения, который он задумал. Colby, Miller'ı öldürerek ihtiyacı olan kanı tamamlayıp, yeniden doğuşunu gerçekleştirebilir.
У нас был план, который он безжалостно уничтожил! Bizim bir planımız vardı! Vicdansızca yok ettiği planımız!
После такого курса лечения, который он прошел сбежать невозможно. Tekrar ediyorum, kaçmaya çalışmayacak kadar ağır bir tedavi görüyordu.
Офицер транспортной службы имеет право обратиться к командиру батальона, который он снабжает. Nakliye subayı bir taburun ihtiyaçlarını karşılıyorsa komutanına danışma hakkına sahiptir. Buranın komutanı benim.
И император сделает тебя графом. Высший титул, который он может даровать. Ayrıca İmparator sizi bir Dük yapacak, bahşedebileceği en yüksek onurdur bu.
Увижу, овладею ль перстнем мужа моего, Который он клялся носить до гроба. Bakalım sonsuza kadar parmağından çıkarmaması için yemin ettirdiğim yüzük hâlâ kocamın parmağında duruyor mu?
Самым старым олимпийских рекордом в лёгкой атлетике является рекорд Боба Бимона в прыжке в длину, который он установил на летних Олимпийских играх 1968 года. En uzun süredir kırılamayan Olimpiyat rekoru, Bob Beamon'un 1968 Yaz Olimpiyatları'nda erkekler uzun atlamada yaptığı derecedir.
С 1892 печатался в "Le Banquet" (Пир), который он создал вместе с друзьями, а также в престижном журнале "La Revue Blanche". Bunu izleyen yıllarda bu derginin yanı sıra, daha prestijli "La Revue Blanche" dergisinde küçük yazıları yayınlandı.
Первый фильм, который он режиссировал "Herkes Kendi Evinde" ("Вне дома"), получил несколько наград и участвовал на международных кинофестивалях. Semih Kaplanoğlu'nun "Herkes Kendi Evinde" adlı ilk filmi, aldığı birçok ödülün yanı sıra yurt içi ve yurt dışında birçok uluslararası festivale de katıldı.
Последний звонок, который я получила в этой печальной истории, был из аэропорта, примерно час назад. "İsminiz bilgisayarda kayıtlı" sadece yaptıklarının en iyisini gösteren bir örnek: rahatsız etmeyi bürokrasi gibi göstermek.
В телевизионном обращении президент Барак Обама объявил о серии изменений в двусторонних отношениях, включая обоюдное создание посольств, пересмотр позиции, согласно которой Куба является государством - спонсором терроризма, возможные визиты глав государств друг к другу и участие Кубы в следующем Саммите Америк в году, который пройдёт в Панаме. Aralarında; iki ülkede de sefaret kurulması, Küba'nın terörizmin devlet sponsoru olarak görünümünün yeniden incelenmesi, iki devletin başkanlarının olası ziyaretleri ve Panama Şehri'nde yapılacak olan Amerika Zirvesi'ne katılımı konuları bulunuyordu.
Далее они объясняют, что их цель "показать город, который, несмотря на руины, представляет собой прекрасные руины": Ama amaçlarının "şehrin harabe olduğunu ama güzel bir harabe olduğunu" göstermek olduğunu da ekliyorlar.
деревьев уже посажены в Nordmarka, лесу, который находится неподалеку от Осло. Oslo'nun hemen dışındaki bir orman olan Nordmarka'ya ağaç dikilir ve bu ağaçlar, dikimden yıl sonra basılacak olan kitapların özel seçmeceleri için kağıt ihtiyacını karşılar.
Это саркастический заголовок фотоблога, который рассказывает, как французская полиция со июня демонтировала и выселяла импровизированный лагерь мигрантов в Париже. İşte bu iğneleyici başlıkla bir fotoblog tarafından, Paris'te Haziran'dan beri Fransız polisi tarafından büyük bir geçici göçmen kampının nasıl boşaltıldığı ve tahliye edildiği anlatılıyor.
Это журнал, который предлагает матриархат в качестве альтернативы, для того, чтобы сделать мир счастливым и процветающим местом, возможно, пора изменить положение вещей таким образом, что именно женщины будут иметь власть. Dünyayı doğrudan mutlu ve zengin bir yer yapmak yerine alternatif olarak anaerkil düzeni öneren bir dergi. Belki bir şeyleri değiştiren zamandır ve bu kadınlar güce gerçekten sahip kadınlar.
Как англичанин и фанат футбола, я всегда немного удивлялся, почему баскетбол настолько здесь популярен, в отличие от футбола, который широко распространён в остальной части мира. Bir İngiliz vatandaşı ve futbol taraftarı olarak, dünyanın her köşesinde kitlesel olan futbola nispeten Filipinler'de basketbolun bu kadar rağbet gördüğü konusunda her zaman şaşmışımdır.
Это выглядит как бессмысленный поступок, на который людей толкает жадность и безнравственность. Sınır tanımayan bir para sevdası ile yapılan mantıksız bir sömürüden başka bir şey değil.
Ужасная авария на Фукусиме - похоронный звон ядерной энергии не только в Японии, но и в Тайване, который также расположен в так называемом Тихоокеанском вулканическом огненном кольце. Fukuşima nükleer kazası ölüm çanlarını sadece Japonya'daki nükleer güç için değil Pasifik Deprem Kuşağı'nda yer alan Tayvan için de çalıyor.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.