Sentence examples of "мне приходится" in Russian

<>
Это уже раз, когда мне приходится сообщать подобные новости. Bu benim zaman harcamak zorunda kaldığım aynı türden altıncı olay.
Мне приходится быть грубым. Burada kaba olmak zorundayım.
Я знаю, что психотерапевту надо говорить правду, но мне приходится быть уклончивой. Terapinin amacı bu değil tabii ki, ama bazı şeyleri üstü kapalı tutmak zorundayım.
Прости, что мне приходится здесь работать. Buradayken çalışmak zorunda kaldığım için özür dilerim.
Слушай, если мне приходится ставить ловушку для енота, чтобы поймать тебя, это действительно серьезно. Bak, eğer senden tepki alabilmek için bir rakun tuzağı kurmam gerekiyorsa bir şey çok yanlış demektir.
Но мне приходится жевать их. Ama onun için çiğnemem gerekiyor.
Мне приходится воспитывать чужих детей. Başkalarının çocuklarıyla ilgilenmek zorunda kalıyorum.
Или что мне приходится чинить это дурацкий грузовик? Ya da bu aptal araba ile uğraşmam mı?
Мне приходится терпеть щипки за сосок даже чтобы просто почту забрать. Posta kutuma ulaşmak için meme ucumun sıkılmasına göz yummak zorunda kalıyorum.
Обычно мне приходится вырывать ведро из твоих лап. Genelde, bir avuç dolusu yemeği indirirdim mideye.
Я сожалею, что мне приходится добавлять ещё. Daha fazla üzülmelerine neden olmak da beni üzer.
Этой повязкой на глазу мне приходится прикрывать весьма мужественное спортивное ранение. Bu göz yaması, erkeksi sporumu yaparken aldığım yaranın üzerini kapatıyor.
Мне приходится там покупать колёса, постоянно. Sürekli ilaç satın alıyorum. Çünkü çocuklarım var.
Ваши дела-это мои дела, когда мне приходится слушать их. Sürekli dinlemem gerekince sizin işiniz, benim de işim oluyor.
Ты не можешь сам постирать или приготовить так что мне приходится этим заниматься. Kuru temizlemeye gitmeyi ya da yemek yapmayı beceremiyorsun, her şey bana kalıyor.
Обычно мне приходится много кому отказывать, но похоже, ты идеальный кандидат для оказания помощи. Genelde çoğu kişiyi geri çevirmem gerekiyor, ama sen yardım için mükemmel bir aday gibi görünüyorsun.
Вместо того чтобы минимизировать ущерб, мне приходится наносить ущерб своим же. Beni hasar kontrolü için kullanmak yerine içimizden birine zarar vermek için kullanıyorsun.
Мне приходится отменять все мероприятия, запланированные к открытию: Açılış için planladığım bütün diğer etkinlikleri iptal etmem gerek.
Я удивлен, что мне приходится пересказывать правила бывшему представителю закона. Kurallara uyulması gerektiğini, eski bir kanun adamına söylemek beni şaşırttı.
Теперь мне приходится притворяться весь день, что я думаю об этой дурацком мэре. Çok teşekkür ederim. Şimdi bütün gün bu aptal adaylık hakkında düşünüyormuş gibi yapmak zorundayım.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.