Sentence examples of "на самом" in Russian

<>
Впрочем, на самом деле это было подслушано в метро. Tamam, aslında bu, metroda kulak misafiri olunmuş bir şeydi.
Этот шум на самом деле может восстановить поврежденный мозг. Aslında o gürültü, hasar görmüş beyni yeniden şekillendiriyor.
Том на самом деле хочет, чтобы я ушел? Tom gerçekten gitmemi istiyor mu?
Тем не менее, как и у других осьминогов, их на самом деле восемь. Ancak diğer tüm ahtapotlar gibi, aslında sekiz kolu vardır.
На самом деле, я как раз шла в главный офис, чтобы поговорить с Вами. Aman Tanrım, çok uzun zaman olmuş. Aslında ben de sizinle konuşmak için merkez ofise geliyordum.
Что на самом деле случилось в феврале 1959 года на перевале Дятлова? 1959'un Şubat ayında Dyatlov Geçidi'nde gerçekten ne oldu?
На самом деле она была старше по меньшей мере на десять лет и, вероятно, родилась в 1895 - 1897 годах. Aslında Eskenazi söylediğinden en az on yaş daha büyüktü; 1895 - 1897 yılları arasında doğmuştur.
На самом деле она уезжает сегодня на уикенд а колледж Балларда. Aslında bugün Ballard Üniversitesi'ndeki tanıtım turu için erken çıktı.
Что ты на самом деле о нём думаешь? Onun hakkında gerçekten ne düşünüyorsun?
"Мэри на самом деле не проститутка". "Mary aslında bir hayat kadını değil."
На самом деле ты совершил две ошибки, а не одну. Aslında, bir değil iki tane hata yaptın.
На самом деле невежливо об этом спрашивать. Gerçekten, bunun sorulması pek hoş değil.
Она просто помогает разобраться, что ты на самом деле можешь сделать. Yalnızca, gerçekten bir şeyler yapabilmek için sorunun ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk.
На самом деле, эта неделя была очень важной. Koca bir yalan. Aslında, bu hafta epeyi önemliydi.
На самом деле они не глухонемые. Onlar gerçekten sağır ve dilsiz değil.
Но на самом деле атомы почти пусты. Ama aslında atomların büyük bir kısmı boş.
На самом деле мы из криминалистической лаборатории Вегаса. Aslında biz Vegas Suç Laboratuvar'ından geliyoruz.
На самом деле обнаружилось что вы совратили ее мужа. Ama aslında, kocasını ayarttığınızı keşfetmişti ve onun kavgasıydı.
Итак, для такого путешествие нам нужно на самом деле что-то гораздо более массивное чем пирамида. Bu yüzden zamanda yolculuk için gerçekten ihtiyacımız olan bir piramidin kütlesinden çok daha yoğun bir şeydir.
То есть она увидит меня на самом деле? Yani o, gerçekten de beni mi görecek?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.