Sentence examples of "не даст" in Russian

<>
Мюррей, босс никогда не даст мне столько денег. Murray, patronumun bana bu parayı vermesine imkan yok.
Это не даст твоей жене плодить новых спиногрызов. Bu karınızın dünyaya daha fazla çocuk getirmesini durduracak.
Сайт АНБ не даст вам доступ извне. NSA kendi internet alanlarına erişmeme izin vermeyecektir.
Пока я не дам показания, то и он не даст. Eğer o bana karşı ifade vermezse, ben de ona vermem.
Босс никогда не даст нам антидот, чтоб вывести эту поганую сыворотку из нашей крови. Bu da demek oluyor ki patron bize asla bu lanet serumu kanlarımızdan çıkaracak antidotu vermez.
Если вы не вернётесь живым, Мидас не даст золота нашему королевству. Eğer canlı bir şekilde geri dönmezseniz Midas, krallığımıza hiç altın vermez.
Она не даст тебе отдыхать. Sana itiraz etmez, söz.
Суд мне не даст ребёнка, с моей историей болезни! Başvuruları doldurmuştunuz. Hiçbir yargıç sağlık problemleri olan birine bebek vermez.
Трагедия, что судьба не даст ему времени засвидетельствовать смерти Хубилай Хана. Kaderinde Kubilay Han'ın çöküşünü izleyemeyecek kadar az zamanı olması büyük bir trajedi.
Надежда - это единственная вещь, которая поддержит тебя не даст тебе закончить как Номер Пятый. Umut. Seni ayakta tutacak tek şey umut. Sonunun Beş Numara gibi olmasını engelleyecek tek şey o.
Твое Агентство не даст тебе? Kurumun sana bunu vermiyor mu?
Это вторжение вам ничего не даст. Bu istila sana hiçbir şey kazandırmayacak.
пока дивизион не даст другие указания. ta ki bölük aksini isteyene kadar.
И это не даст мне умереть. Bu benim ölme durumumu düzeltecek mi?
Уж он-то себя в обиду не даст. ÖyIe mi? O sadece kendine bakar.
Джеки Шарп не даст показания. Jackie Sharp asla tanıklık etmez.
Принц не даст принцессе уйти. Prens prensesinin gitmesine izin vermez.
Её радиационный фон не даст обнаружить нас радарами дальнего действия. Radyasyon gölgesinde olduğumuz sürece uzun menzilli tarayıcılar bizi fark edemeyecek.
Вторая - спросить его, но он не даст. İki, kendi rızasıyla versin ki o da olmaz.
Она никогда не даст мне ничего, к чему её не обязывает закон. Anladın mı? Yasal olarak zorunlu oldukları dışında bana hiç bir şey vermeyecek.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.