Sentence examples of "он должен" in Russian

<>
Под угрозой смертной казни он должен салютовать каждому портрету Адольфа Гитлера, который появляется в его поле зрения. İdam edilme tehdidi altında, karşılaştığı her Adolf Hitler portresine selam vermeye zorlanıyor.
Научи его тому, что он должен знать как часть народа. O zaman ona da, halktan biri olarak bilmesi gerekenleri öğret.
Такой выпускной, каким он должен быть. Herkes istediği gibi bir mezuniyet balosu yaşayacak.
Он должен решить до следующей недели. Gelecek haftaya kadar kararını vermesi gerekiyor.
Когда рыбак поймает осетрину он должен очень уверен, что она умерла спокойно. Dişi mersin balığı yakalandığında balıkçı onun huzur içinde ölmesi için çok dikkatli davranmalıdır.
Банк не мог найти владельца, но он должен прийти сегодня в полдень. Banka, kasa sahibini bulmakta biraz sıkıntı yaşamış ama adamın bugün gelmesi bekleniyor.
Он должен чувствовать любовь и поддержку. Sevildiğini ve destek gördüğünü hissetmesi gerek.
Он должен быть достаточно большим, чтобы уместить небольшую армию. Küçük bir orduya silah ve malzeme sağlayacak kadar büyük olmalı.
Он должен позволить нам пить воду из одного колодца. Ve bizim de o kaynaktan su çekmemize izin vermelidir.
Он должен любить Бога. Papa, Tanrı'yı sevebilir.
Нарушив приказ офицера, солдат подвергает всех риску. Он должен быть немедленно наказан старшим по званию. Bir asker üstünün emrine karşı gelirse herkesi tehlikeye atar ve uygun bir komuta subayı tarafından cezalandırılmalıdır.
Чтобы использовать только одну, он должен точно знать расположение цели. Bir şerit de kullanışlı olabilir, hedefinin pozisyonunu tam olarak bilir.
Он должен тысяч мафиозной клану Абрамова. Abramov Çetesi'ne 00 dolar borcu var.
Он должен заработать деньги на аренду. Kirasını ödemek için para kazanmak zorunda.
Он должен быть верным сейчас. Şimdi doğru numara olması gerekir.
Он знает все, все доказательство он должен. Her şeyi biliyor. İhtiyacı olan tüm kanıtları buldu.
Он должен что-то скрывать. Bir şeyler saklıyor olmalı.
Ты знаешь, когда Иисус должен взять управление, когда он должен включить поворотник, переключить передачу? İsa'nın direksiyona geçmesine izin vermeyeceğim. İsa direksiyona geçtiği zaman vites değiştirmesi ve dönüş sinyali vermesi gerekmez mi?
Что означает, что он должен был начать ровно с -х миллионов. Bu da demek oluyor ki tam olarak milyon dolar ile başlaması gerekiyordu.
Он должен был связаться с тобой, телепатически или еще как-то.. Şimdiye dek sana haber vermiş olmalıydı, telepati veya başka yoldan.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.