Sentence examples of "отношении" in Russian

<>
Пост на Facebook вызвал общественное возмущение в отношении организаторов шахматного турнира. Facebook gönderisi satranç turnuvasının yöneticilerine karşı kamuoyunun öfkesini alevlendirdi.
Также была путаница в отношении возраста умершего короля и его нового преемника. Vefat eden kral ve yerine gelen kralın yaşlarıyla ilgili bir karışıklık vardı.
Общественные организации осудили министра за выпуск циркуляра, назвав его "правилом кляпа", то есть запретом на раскрытие и публикацию какой - либо информации, в отношении государственных служащих, публично заявляющих о нехватке медикаментов и медицинских принадлежностей в государственных больницах. Çeşitli gruplar, hastanelerde tıbbi malzeme eksikliği konusunda konuşan kamu görevlileri için genelgeyi "gag emri" (konunun basın üyelerince açıklanmasını ya da yorumlanmasını yasaklayan karar) olarak nitelendirip kınadılar.
В отношении очков ситуация никак не изменится. Olaya puanlar açısından bakıldığında hiçbir değişiklik olmayacak.
Простите, ничто не оправдывает хамства в отношении учителя, оскорбления окружающих и ухода из класса без разрешения. Affedersiniz ama hiçbir şey öğretmenine karşı saygısız davranmasını herkesi küçük düşürmesini ve sınıfı izinsiz terk etmesini haklı çıkarmaz.
Да, в финансовом отношении. Evet, ekonomi de olabilir.
Очень хорошая догадка в отношении Хартли, Мистер Аллен. Hartley hakkında yaptığın gözlem gayet iyiydi, Bay Allen.
Есть причина, почему взрывотехники так привередливы в отношении своих рабочих мест. Bomba yapanların çalışma alanları konusunda kılı kırk yarmasının geçerli bir nedeni vardır.
Я совершил непростительный грех в отношении твоей сестры! Ben kız kardeşine karşı affedilemez bir günah işledim.
Это ставит вас в более выгодное положение в отношении попечительства. Bu seni vesayet hakkı konusunda daha iyi bir konuma getiriyor.
У вас бывает чувство безнадёжности в отношении прошлого или будущего? Şimdi ile veya gelecek ile ilgili hiç umutsuzluk hissettin mi?
Все дело в отношении. Her şey tavırla ilgili.
Это кое-что говорит об отношении агенства к вам. Bu da teşkilatın seninle ilgili fikrini açık ediyor.
Почему ты так щепетильна в отношении Парадиза? The Paradise konusunda neden bu kadar hassassın?
Все люди рождаются свободными и равными в своем достоинстве и правах. Они наделены разумом и совестью и должны поступать в отношении друг друга в духе братства. Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
Согласно действующей Конституции, собственность императорского дома является государственной собственностью, поэтому члены дома имеют правовые ограничения в отношении её передачи или приобретения. Mevcut anayasaya göre İmparatorluk ailesinin mülkiyeti devlete aittir ve bu yüzden de üyelerin mülkiyet aktarımı ve elde edilmesi gibi konularda hakları sınırlıdır.
Горбачев похвалил его за решение, принятое в отношении Кадара. Gorbaçov, Kádár hakkında alınan karar için Grósz'u takdir etti.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.