Sentence examples of "своё" in Russian

<>
Я просто высказывал своё мнение, и у меня есть право публиковать фотографии в целях улучшения ситуации. Sadece kendimi özgürce ifade ediyordum ve durumu geliştirmek amacıyla fotoğraf yayınlama hakkım bulunmakta.
Надеюсь этот стрелок сделает своё дело. Umarım o tuttuğumuz tetikçi işini biliyordur.
Листон просто делает своё дело, работает методично. Liston sadece işini yapıyor. Sistemli bir biçimde çalışıyor.
А потом обезьяны взорвали и своё общество! Sonra da maymunlar her şeyi yok etmiş!
Мистер Сонг подписывал своё признание своей рукой? Bay Song itirafını kendi eliyle mi yazmış?
И всё своё оставлю себе. ve de benim olanı bırakmıyorum.
Отложи свои секс-игрушки и играй с ними в своё свободное время. Seks oyuncaklarını bir tarafa koy ve onlarla kendi boş vaktinde oyna.
Я просто хочу работу на неполный рабочий день, чтобы накопить денег на своё жилье. Kendi evimi almak için yarı zamanlı bir işe girip para biriktireceğim. - Hazır mısın?
Они хотели создать что-то своё, добиться уважения к себе. Bilirsin, kendi tarzlarını yapmak, kendi saygınlıklarını kazanmak istediler.
Отдай мне своё место. Kendi yerini bana ver.
Каждый должен открыть своё предначертание. Her erkek kendi kaderini keşfetmelidir.
У каждого ребёнка своё путешествие. Her bebeğin kendi yolculuğu olur.
Этот чертов Спанки опять за своё. Lanet Spanky yine bir şeyler yapıyor.
Ты используешь своё влияние и убедишь его. Bunun için onun üzerindeki etkini kullanmanı istiyorum.
В газете репортер сказал, что вы променяли своё оружие на микроскоп. Bu bir süpriz. Gazetede muhabir dedi. Bir mikroskop için silahını takas ettin.
Мне постоянно приходится доказывать своё право быть здесь. Buraya ait olduğumu kanıtlamak için çok çalışmam gerekti.
Чтобы Руби получила своё наследство. Böylece Ruby mirasını geri alabilecekti.
Я даже своё дерьмо не могу унюхать. Hatta artık kendi bokumun kokusunu bile alamıyorum.
Фил Симмс забрал своё заявление. Phil Simms ifadesini geri çekti.
У Сторибрука своё очарование, хотя здесь наверняка всё кажется старомодным по сравнению с большим городом. Her ne kadar büyük şehirlerin cazibesine sahip olmasa da Storybrooke'un da kendine has bir büyüsü vardır.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.