Sentence examples of "твое наследство" in Russian

<>
Ты боишься, что он потратит твое наследство? Yaşlı adamın sana kalacak mirası mı bitirmesinden korkuyorsun?
Алек, твое наследство. Alec, senin mirasın...
Мне посчастливилось получить в наследство этот отель. Şanslıydım ki bu otel bana miras kaldı.
Что должна сделать ведьма, чтобы привлечь твое внимание? Bir cadının senin dikkatini çekebilmesi için ne yapması gerek?
Мой дед оставил мне небольшое наследство. Dedem bana küçük bir miras bıraktı.
Назовем твое прибытие Хиросимой. Senin gelişine Hiroşima diyelim.
Члены семьи всё ещё воюют друг с другом за наследство вашей матери? Lily! Aile, hâlâ annenin mirası için birbiriyle kavga ediyor mu?
Думаю, твоё изобретение мне поможет. Senin icadının bana yardımcı olabileceğini düşünüyorum.
Я пытаюсь спасти его наследство. Ona mirasını korumaya çalıştığımı söyle.
Я спросила твоё имя. Adın ne diye sordum?
Мой муж, Дэвид Хаген, помогал вам оформить наследство. Kocam, David Hagen, miras konusunda size yardımcı olmuştu.
Твое обжорство, имеет компульсивный характер, и может привести к ряду других обсессивных привычек. Ryan; senin açlığın, rahatsız edici bir dürtü ve başka takıntılı davranışlara yol açabilir.
М-р Блэйк оставил после себя огромное наследство. Bay Blake öldüğünde muazzam bir servet bıraktı.
Твой полёт к Солнцу подверг клетки солнечному излучению большему, чем даже твоё тело может переварить. Güneş'e yaptığın seyahatte, hücrelerin fazla güneş radyasyonuna maruz kalmış. Senin vücudunun bile hazmedemeyeceği kadar fazla.
Человек отвечающий за наследство людей, после того как произошел ужасный пожар. "Korkunç bir yangından hemen sonra insanların servetini idare eden kişi."
Какое твоё оправдание, глупец? Senin mazeretin ne, aptal?
Его отец оставил довольно большое наследство. Babası büyükçe bir miras bıraktı ona.
Это твое новое платье, да? Bu senin yeni elbisen değil mi?
В связи со смертью мужа, вдова может получить приданое и наследство тотчас же. Kocasının ölümüyle dul kalan kadına mirası ve ortak mallardan kendine düşenler tez zamanda verilmelidir.
Как твоё меньшинство поживает? Senin azınlık nasıl gidiyor?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.