Sentence examples of "Ölmekte olan bir" in Turkish

<>
Ölmekte olan bir ölümlüyü cennete götürüyordum. Я переносила умирающего смертного в небеса.
Ateşle ve tek bir amacı olup ölmekte olan bir cadının son nefesiyle bağlandık. Мы связаны огнем и последним вздохом умирающей ведьмы, призванные к единственной цели.
Ölmekte olan bir çocuğu terk edemezdim! Я не могла оставить ребенка умирать!
Çünkü bir doktor asla ölmekte olan bir çocuğun yanında gazını çıkarmazdı. Потому что доктор никогда не будет пукать в присутствии умирающего ребенка.
Ağabeyim KudüS'te ölmekte olan bir Araba Su vermiSti. В Иерусалиме мой брат дал умирающему арабу воды.
Ölmekte olan bir meslek seçtiğin için tebrikler. И поздравляю, что выбрал умирающую профессию.
Benim gibi ölmekte olan bir hayvana bağlı kalmana gerek yok. Нет необходимости оставаться с таким умирающим животным, как я.
Ölmekte olan bir adamın, umutsuz bir arayışı olduğunu düşündüm. Я думал, что это безнадежные поиски, придуманные умирающим.
Sonja, ölmekte olan bir çocuğa bir iyilik yapma şansın var. Соня, здесь твой шанс сделать что-нибудь доброе для умирающего мальчика.
Ölmekte olan bir yabancıyı. Представляете? Умирающий незнакомец.
Athan ölmekte olan adam. Эйтан и есть умирающий.
Rusya Başkanı Vladimir Putin geçenlerde tarihsel önemi olan bir Sovyet geleneğini canlandıracağını açıkladı. Президент России Владимир Путин недавно сообщил о возрождении знаменитой советской традиции.
Ve şimdi de ölmekte olan babama bakan adamla yatıyorum. Bu biraz kafa karıştırıcı. И сейчас я переспала с парнем, который присматривает за моим умирающим отцом.
Ülkenizde buna karşı olan bir kural olmadığına eminim. Уверена, в вашей стране это не запрещено.
Nasıl bir baba ölmekte olan oğlunu terk edebilir. -Bekle. Я не понимаю как может отец бросить своего умирающего сына.
Bizi koruyacak gücü olan bir silahı neden sakladın? Зачем скрывать оружие, которое способно защитить нас?
Tatlım, hepimizin önem verdiği ölmekte olan birileri var. Детка, нам всем дорог кто-то, кто умирает.
İçinde değişik değişik motifler olan bir sürü oda varmış. Там было полно комнат с разными темами на выбор.
Amcamın hasta ve ölmekte olan bedeninden mi? С тела моего больного и умирающего дяди?
Kanka çıta sonuçta gerçekten var olan bir şey değil ki. Чувак, дело ведь не в какой-то реально существующей планке.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.