Sentence examples of "Öyleyse" in Turkish

<>
Öyleyse, onun dönüşüne en ufak bir yardımda bile bulunmak için deli olmam gerek, değil mi? Тогда я дожен быть сумасшедшим, чтоб иметь отношение к ее возвращению, не так ли!?
Eğer öyleyse sürüleri takip edebilir ve yolumuza çıkanı avlayabiliriz. Значит, можно идти за ними и вести охоту.
Öyleyse, Aaron, Daphne, doktorculuk oynayalım mı? Итак, Арон, Дафна, поиграем в доктора?
Öyleyse Silas bana bir sigorta kutusu borçlu. Ну, Сайлас должен мне блок предохранителей.
Güneş doğarken, gökyüzü kızıldır, öyleyse güneş altta olmalı. Небо краснеет на рассвете, поэтому солнце должно быть внизу.
Burada öyle diyorlar. Buradakiler çok akıllıymış öyleyse, değil mi Laura? Что ж, они здесь чертовски умные, верно, Лаура?
İsyan ve hırsızlık bu insanlara yardım etmeyecek, öyleyse ne olacak? Бунты и воровство не помогут этим людям. Так что же поможет?
Öyleyse bana Bayan Siddal'la evlenebilmek için tam olarak ne kadarlık bir gelire gereksinim duyduğunuzu söylemelisiniz. Ладно, так скажите точно, какие средства позволили бы вам жениться на мисс Сиддал.
Pekala, öyleyse neden bu isimleri seçti: Хорошо, тогда зачем выбирать эти имена:
Dün tonkotsu ramen yemiştim, öyleyse bugün miso ramen yiyeceğim... Вчера я съел свиной рамен, значит мисо будет лучше...
Öyleyse, her biriniz onu en son ne zaman gördünüz? Итак, когда каждый из вас последний раз ее видел?
Öyleyse söyle bana, Dean Martin, şarkını zaten biliyor musun? Ну что, Дин Мартин, ты уже выучил свою песню?
Biri ana biri tâlî olmak üzere iki önerme ve arada ipucu olarak "öyleyse" kullanılıyor. Два предложения, одно главное, второе незначительное, и символ "поэтому" становится подсказкой.
Öyleyse giyin ve herkesi köy meydanında topla. Тогда одевайся и собирай всех жителей деревни.
Öyleyse bir gün ben de o masadaki adam gibi öleceğim. Значит когда-нибудь, я тоже буду лежать на таком столе?
Öyleyse o dışarda birini gördü ve hızlıca kiliseni içine girmiş. Итак, он видит кого-то снаружи и бежит в церковь.
Öyleyse, bir planınız var mı ya da bütün gün burada mı oturacağız? Ну, у кого-нибудь есть план или мы будем сидеть здесь весь день?
Thomas Doss. Öyleyse ordunun eski bir mensubu olarak kurallarımızı biliyorsunuzdur. Тогда, как бывший военный, Вы знаете здешние законы.
Öyleyse, sizde benim Cam de gördüğüm ile aynı potansiyeli gördünüz. Значит вы видели весь тот потенциал Кэма, что видела я.
Öyleyse bir yanda işkenceden hoşlanan Doğu Avrupalı bir gangsterimiz, ve diğer tarafta bir katil ruhlu manyağımız var? Итак, с одной стороны у нас жестокий бандит из Восточной Европы, а с другой - маньяк-убийца?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.