Sentence examples of "çok bilgece" in Turkish

<>
Çok bilgece, Jayma. Мудрое решение, Джейма.
Bırakın yeşil çayırlarda boydan boya güneş parlasın, bu dünya güvenli bir liman olsun Bırakın dünya çocuklar için güvenli bir yer olsun, bu çok mu şey istemek?... Пусть новое солнце осветит эти зелёные пастбища, пусть этот мир станет безопасным приютом Пусть этот мир станет безопасным для детей, неужели я так много прошу?
Bin yıl da yaşasam, bu iş için onları seçmekten daha bilgece bir karar veremem. И проживи я хоть тысячу лет, я не смог бы сделать более мудрого выбора.
Halep'te çok insan kalıntısı gördüm ve İngilizce "de bunu pazarlamakta iyiymişim. Я видела много человеческих останков в Алеппо, и кажется, хорошо презентую это на английском языке.
"Ve işte bu yüzden çift kostümü giyme işini çiftlere bırakıyoruz" dedi bilgece. И вот поэтому парные костюмы носят только настоящие парочки, - сказала она мудро.
Çok güzel oldu ve oyunlar oynarken neşe dolu oluyoruz, eskisi gibi değil. Теперь он стал очень красивым, и когда мы там играем, то чувствуем себя как никогда замечательно.
Esanov dışarıda (soğukta) çok uzun süre bekledi ve bir anda sıcak bir yere girdi. Эсанов слишком долго оставался в очереди снаружи и неожиданно вошёл в тёплое помещение.
Kırgız Cumhuriyeti anayasasının zorla evlilik konusundaki pozisyonu çok açık. В Конституции Кыргызской Республики очень точно обозначено отношение к бракам по принуждению.
Savaşın dördüncü yılına girmesiyle birlikte, çok uzun zamandır onlara bakan bağışçıları, sosyal kurumları ve barınma sağlayan toplulukları ümitsizlik sardı. Война идёт уже четвёртый год и фактор усталости начал сказываться на благотворителях, общественных организациях и принимающих обществах, которые уже так много сделали для беженцев.
Per bana Mısırdayken çok yardım etmişti, bence harika bir gazeteci. Görünüşe göre Kahire muhalif gazetecileri ülke dışında tutmaya karar vermiş. Пер (так же как Тревис Рэндел) был вовлечен в продвижение войск на на Сектор Газа, но с тех пор другие причастные к этому журналисты спокойно заезжали и выезжали из Египта без проблем.
Çok zor bir tavşan yakalamak. Кролик. Очень сложно поймать кролика.
Çok iyi İtalyan şarkıcılar vardı. У итальянцев много отличных певцов.
Uzun süredir yağan bir yağmurun altında çok duramam. Я не мог больше сидеть в затхлой камере.
O çok kıskançtır. Он очень ревнивый.
Kendini çok iyi hissettiriyor. Это очень приятное чувство.
Onlar hakkında benden çok şey biliyormuşsun gibi gözüküyor. Ты кажется знаешь о них больше чем я.
Yahudilere de çok yer değiştirtiyorlar! А евреев заставляют много кочевать.
Benden çok para kazanıyor! Она зарабатывает больше меня!
Her zaman çok çabuk hazırlanıyorum. Я всегда собираюсь слишком быстро.
Kıyafet giymiş bir maymun, çok şirin. Это так мило, когда обезьяны одеваются.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.