Sentence examples of "çok korkuyordum" in Turkish

<>
O günden beri Yaratık hakkında çok korkuyordum. Я боялся Зверя с того самого дня.
Söylemem lazım, sadece para kazanmak için bir şovun içine tıkılı kalacağım diye çok korkuyordum ama bu? Признаться, я боялся, что придётся сниматься в каком-нибудь дерьме ради денег, но это..?
Ama seni kaybetmekten çok korkuyordum. Я всегда боялась тебя потерять.
Bırakın yeşil çayırlarda boydan boya güneş parlasın, bu dünya güvenli bir liman olsun Bırakın dünya çocuklar için güvenli bir yer olsun, bu çok mu şey istemek?... Пусть новое солнце осветит эти зелёные пастбища, пусть этот мир станет безопасным приютом Пусть этот мир станет безопасным для детей, неужели я так много прошу?
Açığa çıkınca beni mahvedebilecek şeylerden o kadar korkuyordum ki... Я так боялась, что меня принудят поступить иначе...
Halep'te çok insan kalıntısı gördüm ve İngilizce "de bunu pazarlamakta iyiymişim. Я видела много человеческих останков в Алеппо, и кажется, хорошо презентую это на английском языке.
Evet. Ben de bundan korkuyordum. Ага, этого и боялась.
Çok güzel oldu ve oyunlar oynarken neşe dolu oluyoruz, eskisi gibi değil. Теперь он стал очень красивым, и когда мы там играем, то чувствуем себя как никогда замечательно.
Tarikatın sır saklama konusundaki tutumunun sorun çıkaracağından korkuyordum. Я боялся, что возобладает стремление сохранить тайну.
Esanov dışarıda (soğukta) çok uzun süre bekledi ve bir anda sıcak bir yere girdi. Эсанов слишком долго оставался в очереди снаружи и неожиданно вошёл в тёплое помещение.
Onu göstermeye korkuyordum çünkü değerli bir şey. Я боялся его показывать из-за его ценности.
Kırgız Cumhuriyeti anayasasının zorla evlilik konusundaki pozisyonu çok açık. В Конституции Кыргызской Республики очень точно обозначено отношение к бракам по принуждению.
Kahretsin, işimi yapmaktan bile korkuyordum. я сам боялся приезжать на работу.
Savaşın dördüncü yılına girmesiyle birlikte, çok uzun zamandır onlara bakan bağışçıları, sosyal kurumları ve barınma sağlayan toplulukları ümitsizlik sardı. Война идёт уже четвёртый год и фактор усталости начал сказываться на благотворителях, общественных организациях и принимающих обществах, которые уже так много сделали для беженцев.
Yer kayıyor gibiydi, düşmekten korkuyordum. Всё ходуном ходило. Я боялась упасть.
Per bana Mısırdayken çok yardım etmişti, bence harika bir gazeteci. Görünüşe göre Kahire muhalif gazetecileri ülke dışında tutmaya karar vermiş. Пер (так же как Тревис Рэндел) был вовлечен в продвижение войск на на Сектор Газа, но с тех пор другие причастные к этому журналисты спокойно заезжали и выезжали из Египта без проблем.
Çok utangaçtım ve reddedilmekten korkuyordum. Я стеснялась и боялась отказа...
Çok zor bir tavşan yakalamak. Кролик. Очень сложно поймать кролика.
Sadece, seni tekrar sevmekten korkuyordum. Я просто боялся снова тебя полюбить.
Çok iyi İtalyan şarkıcılar vardı. У итальянцев много отличных певцов.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.