Sentence examples of "Az bulunan bir" in Turkish

<>
Mağdurun yanındai, içinde alkol bulunan bir çantanın bulunduğunu söyledi. Он также сообщил, что рядом с ней была найдена сумка с алкоголем.
Oysa az doğal kaynağı bulunan bir ülkenin yaşam kaynağı terörizme karşı yapılan savaştır. Однако, страна обладает ограниченными природными ресурсами и черпает свои силы из борьбы с терроризмом, выживая за её счёт.
cadde ve Cal arasında bulunan bir kilise mağazası. Это городская уличная церковь на -ей и Кал.
Ahlaksızlıkla dolu ve dışkı dolu havuzlu bir evi bulunan bir adamı anlatıyor. Это история человека с борделем на дому и бассейном, забитом фекалиями.
İnternetten, nadir bulunan bir Gouda peyniri bile buldum. Я даже нашла редкий сорт сыра "Гауда".
Buldum, içinde seninkinden daha fazla ince topuklu ayakkabı bulunan bir dolap. Да, шкаф в котором обуви на шпильках больше чем в твоем.
Evet şu an Corfu koridorunda bulunan bir efsane. Миф, который сейчас хранится в проходе Корфу.
Bordeaux'da bulunan bir arkadaşımı arıyorum. Я ищу друга в Бордо.
Asilerin sahada bulunan bir birimimizi yakalayıp onu üsse geri döndüğünde patlaması için yeniden programladıklarından şüpheleniyorum. Полагаю, мятежники поймали дроида и перепрограммировали его так, чтобы он взорвался на базе.
Sırtında iki metrelik bel kemikleri bulunan bir yırtıcı. Хищник с двухметровыми шипами, растущими из спины.
Buradan dört saat uzaklıkta bulunan bir nebula bizim balast etkisinden kurtulmamıza yardım edebilir. В четырех часах отсюда есть туманность, которая может защитить нас от взрыва.
Bir levyeyle, üzerinde Merchiston'un parmak izleri bulunan bir levyeyle ölesiye dövüldü. Забита до смерти ломом, а отпечатки Мерчистона рядом на орудии убийства.
Nadir bulunan bir kurtboğan türüyle zehirlenmiş. Его отравили редким видом волчьего аконита.
Öbür kurban ise suç mahalinde bulunan bir protez bacaktan çıkarılmış çorap ile boğularak oksijensiz kalması sonucu hayatını kaybetmişti. Второй скончался от удушения, вероятно, подавившись шерстяным носком, снятым с протеза ноги, найденного рядом.
Gelişmiş uzaylı cephanesi stoğu bulunan bir gezegene uçmaya çalıştı. Он намеревался лететь к планете с тайником инопланетного оружия.
Dört yıl önce, bir metro tünelinde bulunan bir polis cesedi üstünde çalışıyordu. Четыре года назад он работал тело полицейского Они нашли выстрел в туннеле метро.
benim dünyada bir noktada bulunan bir teleskop olduğumu varsayalım. Представьте, что я телескоп где-то рядом с Землей.
Sahte Bay Prescott'ın ehliyetinde bulunan bir parmak izi Göçmenlik Bürosunda kayıtlı bir izle eşleşti. Получил ответ от иммиграционной службы по поводу найденных отпечатков на водительском удостоверении мистера Прескотта.
Rodyum nadir bulunan bir metaldir. Родий - это редкий металл...
Rikers'de bulunan bir adamdan bir şeyler duydum. У слышал кое-что от парня в Райкерс.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.