Sentence examples of "Beni ona" in Turkish

<>
Chuck, beni ona iade etmelisin. Чак, вы должны выдать меня.
Kaçak bir katil varken ben burada oturmuş kesik elinin beni ona götürmesini bekliyorum. Убийца бегает на свободе, а меня тут к нему полусгнившая рука ведет!
lütfen beni ona satmayın! Не продавайте меня ей!
Salı günü, beni ona götürmüştü. Мы к нему ходили во вторник.
Ve büyücü de beni ona yönlendiriyor. И маг ведёт меня к ним.
O zaman beni ona götürün. Тогда отведите меня к нему.
Neden beni ona verdin? Почему ты меня отдал?
O zaman beni ona götür. Тогда отведи меня к нему.
Bugün erken saatlerde ona katıldı. Присоединилась к нему ранее сегодня.
Cep kilidimi açmayı sorduğunuzda gururla "hayır" dediğim için beni affedin efendim. Также прошу прошения, я не хотела так гордо сказать "нет", когда вы попросили меня разблокировать мой телефон.
Fakat dünyanın ona en çok ihtiyaç duyduğu anda, ortadan kayboldu. Но когда мир нуждался в нем больше всего, он исчез.
Ancak aynı zamanda belki bir sonraki yazacağım şeyin de o kadar da iyi olmayacağı konusunda beni biraz korkutuyor. Но в то же время она немного пугает меня, вдруг следующая вещь, которую я напишу, не будет настолько хорошей.
Ona olan duygularınla, onu mahkum ettiğin hayatı dayanılmaz bulacak. Но твое чувство к нему обрекает его на невыносимое существование.
Bu isteğiniz beni ülkemin kontrol noktalarına götürüyor, orada böyle bir talebe "hayır" demek sizi basit bir şekilde öldürebilir. Она напомнила мне контрольно - пропускной пункт в моей стране, где сказать "нет" на подобную просьбу предвещало бы твою смерть.
Onun nası olduğunu bilirsin. Ona karşı nasıl hislerim olmaz? И как я могу не иметь к нему чувств?
Lütfen beni affedin: Пожалуйста, извините меня:
Evet. Onu hak etmiştim, ben de ona sevgililer gününde hediye verdim. Сделал на нем гравировку, и подарил ей на день святого Валентина.
Bu gösterilerde gözlemlediklerim beni hâlâ şaşırtmaya devam ediyor: Yöneticiler göstericilerle oturup konuyu tartışmak yerine, enerjilerini göstericilerin seslerini bastırmaya harcıyorlar. Nisan'te Taipei eylemi sırasında polis tahliyeye başladı. То, что я успел увидеть во время этих мероприятий, удивило меня до глубины души: правительство даже не пытается начать переговоры с протестующими, но немедленно использует все доступные способы для подавления выступлений.
Savaş sonrası dünya ona hiç nazik davranmadı. Послевоенный мир не был к нему добр.
Bu pasaportum olmasaydı, şimdiye kadar geçtiğim tüm hava alanlarında rastgele seçim ile kimse tesadüfen beni soruşturmaya seçmezdi. Понимаете, если бы не этот паспорт, меня бы не отбирали, на удивление совершенно случайно, для дополнительной проверки во всех аэропортах, в которых я когда - либо была.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.