Sentence examples of "Doğrudan bir" in Turkish

<>
Gibbons tüm dikkatini sevdalı bir yardımcısına yoğunlaştırdı ve ona babanı vurup öldürmesi için doğrudan bir emir verdi. Гиббонс оказал максимум влияния на свою безумно влюбленную помощницу. Он дал ей прямое указание застрелить вашего отца.
Davranış üzerinde daha doğrudan bir etkisi olması gerekir. Это имело бы более сильное влияние на поведение.
Doğrudan bir bağlantı yok. Здесь нет прямой связи.
Sağlıklı yağlarla şeker yüklü ürünler arasında doğrudan bir geçiş yapmıştım. Я в довольно большой степени заменил здоровые жиры сахаросодержащими продуктами.
Hiç kimseden doğrudan bir şey istemezsin, değil mi Bay Bester? Вы никогда не говорите ни с кем напрямик, мистер Бестер?
Doğrudan bir sinyal gönderemezler değil mi? Прямой сигнал не пошлешь, так?
İzin verdiğinizi belirtmeden Grayson'a karşı doğrudan bir hamle yapılmamalı. Не стоит предпринимать откровенных действий по отношению к Грейсону.
Bu teşkilatımıza ve çalışanlarımıza yapılmış doğrudan bir saldırıdır. Это прямая атака на Агентство и его сотрудников.
Kurulla doğrudan bir toplantı yapmak istiyorum. Я хочу встретиться с советом правления.
Size doğrudan bir soru sordum. Я задал вам прямой вопрос.
Sana doğrudan bir emir veriyorum! Я отдаю тебе непосредственный приказ!
Otoyolu istiyorum. Güneyden, Newark'tan gelen iki yol ve Pennsylvania sınırına doğrudan bir yol. Я хочу двухполосную автотрассу от Ньюарка на юг, прямиком до границы с Пенсильванией.
Mahkumlar da bu olayı izlemek zorunda kaldılar, onlara da doğrudan bir ders vermiş olduk. Заключённые должны были тоже смотреть как она умирает, чтобы преподать им урок по усмотрению.
Kaliningrad'dan Mardin'e doğrudan bir uçuş koymak gerek! Нужно обязательно ввести прямой рейс из Калининграда в Мардин!
Windows Live Mail'in RSS işlevselliği için doğrudan bir Microsoft yedeklemesi yoktur. Прямой замены для функций RSS-ленты Windows Live Mail нет.
Etiyopyalı Bir Adamın Issız Ölümü Одинокий конец одного из самых публичных людей Эфиопии
Bazı hesaplamalara göre yüzlerce kişi doğrudan yada dolaylı olarak bu durumdan etkilendi, milyon kişinin yaşadığı bir şehirde, önemli şahıslar ya da VIP'lerin güvenliği için yollara barikatlar yerleştirildi. По некоторым оценкам, жизнь сотен тысяч людей непосредственно или косвенно затрагивается, когда силы безопасности устанавливают баррикады для защиты важных персон и высокопоставленных лиц в Кветте, где проживает около миллиона жителей.
Internet'i herkesin özgürce bağlanabildiği, iletişim kurabildiği, yazabildiği, okuyabildiği, izleyebildiği, konuşabildiği, öğrenebildiği, yaratabildiği ve yenilikler icat edebildiği açık bir ağ olarak muhafaza edin. Поддержка Интернета как открытой сети, в которой всякий обладает свободой объединяться, общаться, писать, читать, смотреть, говорить, слушать, изучать, создавать и производить что - то новое.
Bu kötü karma değil, doğrudan Tanrı'nın oğlundan gelen bir mesaj. Это не плохая карма, Это прямое послание от сына Божьего.
Afgan büyümek babanın seni hiç bir sebep yokken sabah'da uyandırmasıdır, çünkü hayatta tembelliğe yer yok. Папа поднимает вас с постели в шесть утра в выходной без всякого повода, просто потому что вам никогда нельзя лениться.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.