Sentence examples of "Terbiyeli bir" in Turkish
Terbiyeli bir hırsızı üç günde bulamazsınız, Hepsi haydut, hiçbirinin klası yok.
В наши дни приличного вора не найдёшь, сплошные гангстеры, никакого класса.
Andy'yi zeki, video oyunlarını seven terbiyeli bir çocuk olarak tanımlıyorlar.
Они описали Энди как умного, послушного ребёнка, обожающего видео-игры.
Karım görünüşü düzgün ve terbiyeli birini istiyor.
Моя жена ищет вежливого и презентабельного кандидата.
Internet'i herkesin özgürce bağlanabildiği, iletişim kurabildiği, yazabildiği, okuyabildiği, izleyebildiği, konuşabildiği, öğrenebildiği, yaratabildiği ve yenilikler icat edebildiği açık bir ağ olarak muhafaza edin.
Поддержка Интернета как открытой сети, в которой всякий обладает свободой объединяться, общаться, писать, читать, смотреть, говорить, слушать, изучать, создавать и производить что - то новое.
Hadi ama, terbiyeli biri gibi davranmak zorunda kalacağım bunun beni ne kadar gerdiğini biliyorsun.
Мне придется вести себя прилично, а ты знаешь, как мне это тяжело дается.
Afgan büyümek babanın seni hiç bir sebep yokken sabah'da uyandırmasıdır, çünkü hayatta tembelliğe yer yok.
Папа поднимает вас с постели в шесть утра в выходной без всякого повода, просто потому что вам никогда нельзя лениться.
Artık herhangi bir sağlık çalışanının, üst düzey yöneticinin, yönetimin ve yönetim kurulunun; sağlık konularında herhangi bir medya aracına bilgi erişimi sağlamaması talimatını veriyorum.
Настоящим я предписываю и отдаю распоряжение о том, что ни один сотрудник или руководитель учреждений здравоохранения не должен предоставлять средствам массовой информации любого рода какую - либо информацию по вопросам здравоохранения.
Hindu filmlerden nefret ettiğim için değil ama, hükümet ölen bir sanayii kurtarmak için aldığı bu karardan hemen dönmeli!
Только не ненавистные фильмы на языке хинди, сейчас правительство должно отступить от такого позорного решения, которое приняло, чтобы спасти умирающую индустрию.?
Porto, Portekiz'deki diğer şehirlerden daha hızlı bir şekilde bir hayalet şehre dönüşüyordu.
Однако у города была и темная сторона, которую я обнаружил только на следующий день моего пребывания в нем.
Ama amaçlarının "şehrin harabe olduğunu ama güzel bir harabe olduğunu" göstermek olduğunu da ekliyorlar.
Далее они объясняют, что их цель "показать город, который, несмотря на руины, представляет собой прекрасные руины":
Anlamadığım bir özelliğinden böyle terbiyeli okullarda yeri yok.
Типа таким вещам не место в достойной школе.
Onlar arasında bir ağ kurmak atılan doğru bir adımdır.
Объединение этих активистов в одну общую сеть - это шаг в правильном направлении.
Sakharov Ödülü'nden sonra, birçok kadın, hastane bahçesinde doktora olan desteklerini kutlama yaparak belirtiyorlardı: Bir mağdur: "Bu bizim unutulmadığımızın, bize yapılanlara dünyanın göz yummadığına bir kanıttır". dedi.
"Это означает, что нас не забыли, что мир не закроет глаза на то, что с нами случилось", - поделилась одна пациентка.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.
Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.
Advert