Sentence examples of "Zamanın" in Turkish

<>
Jeff, sırf kaytarabilmek için alacağın bir derse zamanın yok senin. Джефф, у тебя нет времени, чтобы брать халявные курсы.
Birkaç saat zamanın olacak. Bu sürede eski karını ve kızını aramak seni mutlu eder. Будет здорово, если ты потратишь это время, чтобы навестить жену и дочь.
Umarım ki başkasına verdiğin söz zamanın eziciliğine karşı dayanır. Ve Y2K, çünkü biliyorsunuz, çok kötü olacak. Надеюсь, ваши обеты друг другу пройдут испытания временем и начало миллениума, который как говорят будет тяжелым.
Evet. Tıp fakültesini okurken kaldığın evden taşınıp yatırım yapma zamanın geldi. Пора уже покинуть квартиру студента-медика и инвестировать деньги во что-нибудь посерьёзнее.
Tek bir denklemle, zamanın bir başlangıcı olduğunu ispatlamak. Единственным уравнением доказать, что у времени было начало...
Neyden bahsediyordu o, zamanın yok olmasından mı? О чем он говорил? Время будет уничтожено?
Uzay ve zamanın efendisini bulman gerek. Мико. Найди мастера времени и пространства.
Böyle bir hikâye, zamanın da değiştirilebileceği gibi değiştirilebilir. История, которая как и время, может измениться.
Zamanın ve mekânın rüyasını izle ve dinle. Смотри и слушай сон времени и пространства.
Ama senin de Juniper'a karşı olan hislerini gösterme zamanın gelmedi mi? Но разве не пришло время объявить о своих намерениях касательно Джунипер?
Burada bira var, oyunlar var, ödüller var. Zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsun hiç. Тут есть пиво, игры, призы, никогда не догадаешься сколько сейчас времени.
Özür diledim, hatta kodeste geçirdiği zamanın ücretini ödemeyi teklif ettim. Я извинился, даже предложил заплатить за его время в камере.
Bağdat, öylesine kültürlü ve canlı bir şehirdi ki, zamanın bir gezgini,... Багдад был настолько культурный и динамичный город, что один путешественник того времени пишет:
Benim uyuma zamanım, senin de nöbet tutup sabah olduğunda beni uyandırma zamanın geldi. Самое время мне поспать, а тебе время покараулить и разбуди меня когда рассветёт.
Geriye kalan, zamanın %80'i harcanmıştı, mesajlar çekirdeğin ek görevleri nedeniyle gerçekleşiyordu. Bunların başında, liman hakları kontrolü ve mesaj geçerliliği oldu. Большинство времени (около 80%) тратится на дополнительные задачи в ядре - на обработку сообщения, в первую очередь - проверку прав порта и целостность сообщения.
First Lady'nin verdiği zamanın bitmesine, iki saatten az zaman kaldı... У нас меньше двух часов прежде чем время Первой Леди иссякнет.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.