Sentence examples of "ayırt etmek" in Turkish

<>
Duygularını ayırt etmek zordur. Сложно разобраться в чувствах.
Ama sen değil işte. Gerçi traş olmayı unuttuğu günlerde ayırt etmek zor oluyor. Да, но он - не ты, хотя вас уже трудно отличить:
Katili ayırt etmek zorundasınız, bayan Din. Вам придётся определить убийцу, миссис Диксон.
Bu bizim için hayal kırıklığı oluyor. Doğal olarak kurbanların veya intihara meyillilerin ruh hallerini ayırt etmek zor oluyor. естественным образом очень трудно как-то изменить ход мыслей тех, кто обрекает себя на мученичество или на самоубийство.
Ilk bakışta ayırt etmek zor, değil mi? С первого взгляда их трудно различить, да?
Ayrıca Axolotl Ratchet'ın ismini, Ratchet ve Full Protokol'ü daha iyi ayırt etmek için Double Ratchet Algoritması olarak değiştirdiler, çünkü bazıları full protokolü belirttiğinde Axolotl ismini kullanmıştı. Они также переименовали алгоритм Axolotl Ratchet в Double Ratchet Algorithm, чтобы лучше различать алгоритм и полный протокол, потому что некоторые использовали имя Аксолотль при обращении к полному протоколу.
Mart 2016'da, Axolotl Ratchet'ın ismini, Ratchet ve Full Protokol'ü daha iyi ayırt etmek için Double Ratchet Algoritması olarak değiştirdiler, çünkü bazıları full protokolü belirttiğinde Axolotl ismini kullanmıştı. В марте 2016 года разработчики переименовали Axolotl Ratchet в Double Ratchet Algorithm, чтобы лучше различать храповик и полный протокол, поскольку некоторые использовали имя Axolotl имея ввиду сигнальный протокол.
Ülkeyi'de, önce Kenya'ya, sonra Almanya'ya, sonra nihayetinde sığınma hakkı kazandığı ABD'ye terk etmek zorunda kaldı, ancak daha sonra'de öldü. В году он был вынужден покинуть страну, отправившись сначала в Кению, затем в Германию и наконец добрался до США, где он получил политическое убежище и прожил до своей смерти в году.
Hangisi Aç Adam Vadisi, ayırt edebiliyor musun? Можешь сказать, какая из них Долина Голодных?
Etmek zorundayım. Bu benim görevim. Приходится, это моя работа.
Canlıyı cansızı ayırt edecek kadar ölü gördüm. Я видела достаточно мертвых, могу отличить.
Her şeyin temiz olduğunu kontrol etmek istiyorlar, değil mi? Они просто проверят, чтобы везде было чисто, да?
Ayırt edemiyorsan, önemi var mı? Если не отличить, разве важно?
Hani şu filmdeki sürekli dans etmek isteyen karakter gibi. Как персонаж из фильма, который просто хотел танцевать.
Sen gerçek iyiliği hayali iyilikten ayırt edebilir misin? Разве ты способен отличать настоящее добро от воображаемого?
Söz konusu mültecilere yardım etmek olunca deneyimin, paha biçilemez değerini açığa çıkarıyor. Когда речь идет о помощи беженцам, ваш опыт может оказаться просто бесценным.
Yıldızların pozisyonlarını ve boyutlarını kayda geçiren ilk kişiydi ve herhangi bir değişiklik olduğunda ayırt edebiliyordu. Именно он создал первый каталог координат и звездных величин, чтобы определять ход этих перемен.
Bizi yok etmek için bir virüs yaptılar. Они сделали вирус, чтобы уничтожить нас.
Boş bir cips paketiyle çocuklarınız arasındaki farkı ayırt etme yeteneklerini kaybediyorlar. Они теряют способность отличить пустую пачку из-под чипсов от вашего ребенка.
Saygısızlık etmek istemem efendim ama kendisi daha en başından beri bu yolculuğa sıcak bakmıyordu. При всём уважении, сэр, он вообще не хотел ехать в это турне.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.