Sentence examples of "başarılı" in Turkish

<>
Jeremy Fritz çok başarılı yaşında bir borsacı. Джереми Фриц весьма успешный -летний биржевой брокер.
2012 ve 2013 boyunca, Hollanda'lı ve Belçika'lı ulusal listelerde oldukça başarılı bir dizi single yayımladı. В течение 2012 и 2013 года они выпустили несколько успешных синглов, после чего группа стала работать уже над EP, которые тоже имели успех.
Büyükannem Valeria başarılı bir fotoğrafçı oldu. Моя бабушка Валери стала успешным фотографом.
Ancak, Sayın McGraw size bir eylemi gerektirir planım, O başarılı olup olmadığını. Однако, мой план требует действий от вас, м-р МакГроу для его успеха.
Hemşire çıktı ve operasyonun başarılı olduğunu söyledi. Медсестра сказала, что операция прошла успешно.
Bir televizyon programında model arama yarışmasını kazandıktan sonra, çok başarılı bir manken oldu. После того как Дэвид выиграл в телевизионном модельном шоу, он стал успешной моделью.
Ne zaman ki bunları gerçekten hesaba katmaya başlarız, başarılı olmak işte o dur. Так когда же мы начнём всё это учитывать? В этом и заключается успех.
'Başarılı bir evlilik için aşkın yeterli olduğunu söylüyorlar.' 'Говорят, что любовь - основа успешного брака.'
Aya ilk iniş için yaptığı başarılı çalışmalar nedeniyle 1969'da "Apollo Başarı Ödülü" ile ödüllendirildi. Она была награждена премией Apollo Achievement в 1969 году за её успешную работу по первой высадке человека на Луну.
Çalışanlar mutlu ve başarılı görünüyor. Сотрудники выглядят счастливыми и успешными.
Yine de yeni okulunda ne kadar başarılı olduğunu herkese anlatmakta bana engel olmadı. Это не помешало мне всем рассказывать, как ей хорошо в новой школе.
Ama ofiste bir çalışan olarak da başarılı olabileceğini zannetmiyorum. Но он также ничего не добьется будучи сотрудником офиса.
Ben Jenna Rink'im, başarılı dergi editörü. Я - Дженна Ринк, преуспевающий редактор.
Ama sorun, bir insanın modern iş yerinde başarılı olabilmesi için on dört saatini ayırmak zorunda olması. Но все сводится к предположению, что надо работать по часов в сутки чтобы преуспеть в работе.
O plağın tüm izlerini başarılı bir şekilde ortadan kaldırmıştım ama hâlâ yarım kalmış bir iş vardı. Я довольно неплохо справился с устранением всех следов той пластинки, но оставался еще один момент.
Benim son öldürme girişimim pek başarılı olmadı. Моя последняя попытка не так чтобы удалась.
Ve o neredeyse, yıllar önce başarılı Onunla ilk tanıştığımızda. Ей это почти удалось много лет назад при нашей встрече.
Bu planla ayaklanma başarılı oluyor ve Ra kaçıyor. С этим планом восстание удастся и Ра улетит.
Bence bağış toplama etkinliğiniz son derece başarılı olacak, efendim. Думаю, благотворительный вечер, пройдёт очень удачно, сэр.
Yani başarılı bağımsız filmini, Mouth hakkında bir belgesel çekerek mi sürdürüyorsun? После своего удачного независимого кино, ты снимаешь документальный фильм про Мауса?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.