Sentence examples of "beni etkiledin" in Turkish

<>
Rupert, dostum. Şu kadarını söyleyeyim, beni etkiledin. Руперт, приятель должен сказать тебе, я впечатлен.
Cep kilidimi açmayı sorduğunuzda gururla "hayır" dediğim için beni affedin efendim. Также прошу прошения, я не хотела так гордо сказать "нет", когда вы попросили меня разблокировать мой телефон.
Ancak aynı zamanda belki bir sonraki yazacağım şeyin de o kadar da iyi olmayacağı konusunda beni biraz korkutuyor. Но в то же время она немного пугает меня, вдруг следующая вещь, которую я напишу, не будет настолько хорошей.
Bu isteğiniz beni ülkemin kontrol noktalarına götürüyor, orada böyle bir talebe "hayır" demek sizi basit bir şekilde öldürebilir. Она напомнила мне контрольно - пропускной пункт в моей стране, где сказать "нет" на подобную просьбу предвещало бы твою смерть.
Lütfen beni affedin: Пожалуйста, извините меня:
Bu gösterilerde gözlemlediklerim beni hâlâ şaşırtmaya devam ediyor: Yöneticiler göstericilerle oturup konuyu tartışmak yerine, enerjilerini göstericilerin seslerini bastırmaya harcıyorlar. Nisan'te Taipei eylemi sırasında polis tahliyeye başladı. То, что я успел увидеть во время этих мероприятий, удивило меня до глубины души: правительство даже не пытается начать переговоры с протестующими, но немедленно использует все доступные способы для подавления выступлений.
Bu pasaportum olmasaydı, şimdiye kadar geçtiğim tüm hava alanlarında rastgele seçim ile kimse tesadüfen beni soruşturmaya seçmezdi. Понимаете, если бы не этот паспорт, меня бы не отбирали, на удивление совершенно случайно, для дополнительной проверки во всех аэропортах, в которых я когда - либо была.
Kısa hikayeler yazmıyordum, ödül bu yazım biçime daha ciddi bakmam konusunda beni teşvik etti. Раньше я не писала короткие рассказы, а приз побудил меня приглядеться к этой форме более серьёзно.
Beni korkutan da o "ama" işte. Вот это "но" меня и пугает.
Lütfen beni geri götür. Пожалуйста, верни меня.
Allaha şükür, üstümdeki rütbeli bir üniforma değil, yoksa idam ederlerdi beni. Повезло ещё, что я не в форме офицера, меня бы казнили.
Sen de beni öldürmeliydin. Вы должны убить меня.
Güvenlikçi elemana anlatmaya çalıştım ama o beni bir tür ninja boğma hareketiyle tuttu. Я пытался объяснить это охраннику, но он держал меня просто хваткой ниндзя.
Lütfen yardım et, beni bu manyakla bırakma! Не оставляйте меня с этой психопаткой! Тихо!
Ama, işte, beni çok sevdiği yazısından anlaşılıyor. Впрочем, он пишет, что очень меня любит.
Stoick, o çişini yapanlar beni çılgına çeviriyor. Стоик, эти мелкие сводят меня с ума!
Beni bu pisliğe Leo Greene sürükledi. Лео Грин втянул меня в это.
Bizim ilk randevumuzda, onun tek yaptığı sarhoş olup beni golf sahasına götürmek olmuştu. На нашем первом свидании, он напился и повёл меня на поле для гольфа.
Arabaya ihtiyacın vardı. Beni zorladın. Ты заставила меня подвезти вас.
Beni güvenli bir yere götür sana bildiğim her şeyi anlatırım, söz veririm. Спрячьте меня где-нибудь, и обещаю, я расскажу вам всё что знаю.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.