Sentence examples of "bir bütün" in Turkish
Bu da labaratuvar kralının prensi tekrardan bir bütün yapacağını gösteriyor.
Да. Логично, Что король лаборатории должен собрать принца снова.
İnanıyorum ki insanlığın barışa yönelik arzusu yakında dünyamızı bir bütün haline getirecektir.
Я верю, что те люди, что желают мира вскоре объединятся.
Ama evreni bir bütün olarak düşünebilirsek bu bizi çok özel yapar.
Но мы способны осмыслить Вселенную в целом. Это делает нас особыми.
Aether çekirdeğini çizebilirse belki onu düzeltebilir. Onu tekrar bir bütün hâline getirebilir.
Может, если она нарисует Эфирное Ядро, она сможет восстановить конструкцию.
Seni bir bütün yapmayacak, hayatın boşluklarını doldurmayacak.
Не заменит всего остального, не накормит досыта.
Bu yeni mikro çekirdekler endüstriyi bir bütün olarak yeniden canlandırdı ve sonuç olarak GNU Hurd gibi projeler yeni bir ilgi gördü. Mach üzerin yazılımlar.
В результате новые микроядра изменили индустрию в целом, множество некогда мертвых проектов вроде GNU Hurd снова привлекло к себе внимание.
Hareketli grafik olabilir, bir bütün olarak yatay ve dikey çevrilmiş.
Спрайты возможно отражать горизонтально и вертикально как единое целое.
Dışarıda bütün gece burada kalacak bir memur var.
Снаружи полицейский, который пробудет тут всю ночь.
Bütün galaksi etrafında dolaşıyorlar yakabilecekleri en ufak bir şeyi bile arıyorlar.
По всей галактике ищут, что бы такое им еще подпалить.
Dr. Carol bütün gün şu acil ameliyatlardan birindeydi. Yaklaşık sekiz saatlik bir kâbustu resmen.
Доктор Кэрол провел весь день на одной срочной операции, какой-то восьми часовой кошмар.
Internet'i herkesin özgürce bağlanabildiği, iletişim kurabildiği, yazabildiği, okuyabildiği, izleyebildiği, konuşabildiği, öğrenebildiği, yaratabildiği ve yenilikler icat edebildiği açık bir ağ olarak muhafaza edin.
Поддержка Интернета как открытой сети, в которой всякий обладает свободой объединяться, общаться, писать, читать, смотреть, говорить, слушать, изучать, создавать и производить что - то новое.
Bu ifadelerin çoğunu bütün ihtişamını yansıtacak bir şekilde tercüme etmek neredeyse imkansızdır.
практически невозможно сохранить всю соль этих реплик при переводе.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.
Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.
Advert