Sentence examples of "bir muhabir" in Turkish

<>
Genç bir muhabir olmadan önce en fazla dört ay bu masada otururum. Я проведу за этим столом максимум месяца, а потом стану журналистом.
Şirketim hakkında son zamanlarda The Times'dan bir muhabir kız bu ayrımı unutmuş olsa da. Это моя компания, хотя позже эта девочка-репортер из Таймс перестала делать такое различие.
Etrafındaki herkes senin sadece orta halli bir muhabir olduğunu zannediyor. Все вокруг тебя думают, что ты - тихая журналистка.
Dışarıda bir muhabir var. Да? Пришла журналистка.
Bir muhabir olarak bunu yapmamalıydım. Репортёр не должен так поступать.
Daily Planet'dan bir muhabir uğradı bugün. Репортер из Дейли Плэнет помешал этому.
Güçlerimi silip tekrar sıradan bir muhabir mi olsam? Вернуть свой дар и стать снова обычным репортёром?
Amy'nin annesinin evinde bir muhabir vardı. İsmi Courtney Moore. К матери Эми приходила тележурналистка по имени Кортни Мур.
İyi bir muhabir ayakları üzerinde düşünebilmelidir. Хороший репортер всегда готов ко всему.
Myers ünlü bir muhabir. Он всемирно известный журналист.
Bir muhabir, bir salağa aşık olursa ne olur? Как быть, если журналистка влюбляется в законченного идиота?
Bir muhabir çılgın suçlamalarda bulunuyormuş. Один репортёр высказывал такие домыслы.
Etiyopyalı Bir Adamın Issız Ölümü Одинокий конец одного из самых публичных людей Эфиопии
Dubai'de bayan sürücülerin oluşturduğu bir grup var ve muhabir Amanda Fisher onlarla biraz zaman geçirmeye karar verdi. Здесь их целая группа, и репортер Аманда Фишер решила поездить с ними.
Internet'i herkesin özgürce bağlanabildiği, iletişim kurabildiği, yazabildiği, okuyabildiği, izleyebildiği, konuşabildiği, öğrenebildiği, yaratabildiği ve yenilikler icat edebildiği açık bir ağ olarak muhafaza edin. Поддержка Интернета как открытой сети, в которой всякий обладает свободой объединяться, общаться, писать, читать, смотреть, говорить, слушать, изучать, создавать и производить что - то новое.
Önümüzde bir sürü muhabir var. Знаете, снаружи куча журналистов.
Afgan büyümek babanın seni hiç bir sebep yokken sabah'da uyandırmasıdır, çünkü hayatta tembelliğe yer yok. Папа поднимает вас с постели в шесть утра в выходной без всякого повода, просто потому что вам никогда нельзя лениться.
Hiçbir muhabir bu kadar para almaz. Ни один журналист столько не получает.
Artık herhangi bir sağlık çalışanının, üst düzey yöneticinin, yönetimin ve yönetim kurulunun; sağlık konularında herhangi bir medya aracına bilgi erişimi sağlamaması talimatını veriyorum. Настоящим я предписываю и отдаю распоряжение о том, что ни один сотрудник или руководитель учреждений здравоохранения не должен предоставлять средствам массовой информации любого рода какую - либо информацию по вопросам здравоохранения.
Julian, Muhabir içine etmiş. Джулиан, журналистка всё переиначила.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.