Sentence examples of "bir yere" in Turkish

<>
Kafama estiğinde bir yere gitmek istersem, nasıl yaparım? Я хочу уехать куда-то спонтанно. Как мне это сделать?
Eğer Montgomery anneme kaydı verdiyse, annem bunun hakkında bir yere not almış olmalı. Хорошо, если Монтгомери отдал ей кассету, она должна была это где-то записать.
Zamanı durdurabilir, herhangi bir yere ışınlanabilir hatta zaman yolcuğu bile yapabilirsin. Ты можешь останавливать время, телепортировать себя куда-нибудь, путешествовать во времени.
Burada kal ve bir yere gitme. Оставайтесь здесь и никуда не выходите.
Gerçekten iyi gitti. Will'in evine mi taşınacağız yada yeni bir yere mi geçeceğiz diye merak ediyorum. неплохо все вышло интересно, мы к Уиллу переедем или все вместе куда-то в новый дом?
Her şeyi satıp, parayı da çocuklarla birlikte başka bir yere yerleşmek için kullanmasını istiyorum. Пусть все продаст. На вырученные деньги она сможет устроиться с детьми где-то в другом месте.
O yüzden, bunu gördüğünde bağıramazsın ya da ses çıkaramazsın ya da herhangi bir yere koşamazsın. Поэтому когда ты это увидишь, тебе нельзя кричать, или шуметь, или куда-нибудь бежать.
Sen beni aramadın, ben de otelden ayrılmadım birlikte yürümedik, konuşmadık veya bir yere gitmedik. Ты мне не звонил, я не покидала отель мы не говорили и никуда не ходили.
Onu bir yere göndereceksek bu, dünyadaki en korkunç, en berbat yer olmalı. Если мы его куда-то отсылаем, это должно быть самое ужасное место на земле.
Esanov dışarıda (soğukta) çok uzun süre bekledi ve bir anda sıcak bir yere girdi. Эсанов слишком долго оставался в очереди снаружи и неожиданно вошёл в тёплое помещение.
yıl boyunca Dadaab ve Kenya'daki tutsaklık benzeri yaşamından sonra, halen kampta yaşayan kız kardeşleriyle birlikte daha barışçıl bir yere yerleşmeyi, artık yeni bir hayata başlamayı umuyor: Пробыв в Дадаабе как в ловушке года, Фиш надеется переселиться в менее опасное место со своими дочерьми, которые до сих пор живут в лагере. Он хочет начать новую жизнь.
Beni güvenli bir yere götür sana bildiğim her şeyi anlatırım, söz veririm. Спрячьте меня где-нибудь, и обещаю, я расскажу вам всё что знаю.
Bir yere mi gidiyorsun? Ты уезжаешь, Гастон?
Ve lütfen, bana haber vermeden bir yere gitme. И, пожалуйста, не убегай не сказав мне.
Arkama geç ve bir yere kaybolma. Держись сзади и не отпускай меня.
Senin statüne daha uygun bir yere. Нужно что-то более подходящее твоему статусу.
Biz Vietnamlıları bir yere taşıyorsak onları tahliye etmiş oluruz. Чили, если мы переселяем вьетнамцев, они эвакуированные.
Af çıkarttırıyoruz ve bir avuç kredi çipiyle istediğimiz bir yere uçuş hakkı alıyoruz. Мы получим амнистию, кредитные жетоны, и возможность улететь, куда захотим.
Yakın zamanda başını bir yere çarptın mı? Вы не ударялись головой в последнее время?
Başka bir yere de atılmış olabilir. Или его могли скинуть куда-то еще.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.