Sentence examples of "düzine" in Turkish

<>
Yapayalnızım. Daha düne kadar'den az arkadaşın olmazdı burada. Sanırım batı kanadına bakarsan hala kalan bir düzine misafir bulabilirsin. Если ты заглянешь в западное крыло дворца, Сьюзан, то, вероятно, найдешь там дюжину гостей.
Şu anda bile, karnında iki düzine bebeğin kalbi atıyor. Даже сейчас две дюжины малышей толкаются внутри её разбухшего живота.
Bugün bir düzine daha arıyı kaybettik. Вы потеряли еще десяток пчел сегодня.
Evet, üç düzine dili akıcı şekilde konuşabiliyor ama adam "Say Anything" i hiç izlememiş. Ага, бегло говорит на трех десятках языков, но никогда не видел "Скажи что-нибудь".
Ölen yok ama bir düzine yaralı var. Жертв нет, но есть дюжина пострадавших.
Seattle'de buna benzer bir düzine prototip üzerinde çalışan bir araştırmacı var. В Сиэтле есть исследователь который работал над несколькими прототипами подобных этому.
Gerçi cinsel olarak değil ama yarım düzine votka tonikten sonra kendimi neredeyse her şeye ikna edebilirim. Не в сексуальном смысле, хотя после нескольких стопок водки я буду готов почти на все.
Geçtiğimiz iki yıl içinde yarım düzine baskın oldu. Было провалено полдюжины рейдов за последние два года.
Bookchin siyaset, felsefe, tarih ve kentsel sorunlar üzerine iki düzine kitabın yazarıdır. Он является автором более чем двух десятков книг по вопросам политики, философии, истории, урбанизации и экологии.
En azından bir düzine daha adamımız olması gerekiyor. Нам нужно хотя бы на дюжину человек больше.
Kaos Projesi'nin Patlatıcı Ekibi bir düzine binanın taşıyıcı kolonlarına jelatin patlayıcı döşedi. У частники проекта "Разгром" заложили взрывчатку в фундамент дюжины зданий.
Gelecek ay bir düzine konteynır sevk edebiliriz. Можем перевезти десяток контейнеров в следующий месяц.
Son altı ay içinde, aynı tarzda bir düzine soygun gerçekleşmiş. За прошедшие месяцев было с дюжину ограблений в тем же почерком.
İşte bu yüzden. Altı otel yöneticilerinden yeminli beyannamem ve bir düzine de oda hizmetçim vardır. Вот почему у меня есть подписанные показания шести портье из отелей и более дюжины горничных.
Evet, Afrika'dan buraya bir düzine çocuk getirteceğim ve ah, ameliyat yapacağım, acilen yapılması gereken. Я собираюсь привезти из Африки дюжину детей, провести операции.. операции, которые им очень нужны.
Sullivan, ve yarım düzine araba satıcısı, lobide sizi ziyaret etmek için bekliyor. Салливан, И пол дюжины продавцов машин пришли вас навестить и ждут в приемной.
Geçen yıl Matt bana tam bir düzine kırmızı gül yollamıştı. В прошлом году Мэтт прислал мне буквально дюжину красных роз.
Üç düzine manken ve bin şişe votka içeriyor mu? Это включает три дюжины моделей и тысячу бутылок водки?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.