Sentence examples of "dış uzay" in Turkish

<>
Clara? Bence dış uzay aslında epey enteresan. Клара, по-моему, открытый космос это интересно.
Ama dış güzellik de çok önemlidir. И внешняя красота тоже крайне важна.
Yukarılarda bir uzay gemisi var Londra'yı bir Noel ağacı gibi aydınlatıyor. Послушайте, там наверху космический корабль зажёг Лондон как рождественскую ёлку.
Storm, dış güce ihtiyaç var. Шторм, нам нужна внешняя энергия.
Merhaba, ben Komutan Mike Miller uluslararası uzay istasyonundan bildiriyorum. Внимание, говорит командер Майк Миллер с международной космической станции.
Dış duvar senin duvarın değil. Внешняя стена - не ваша.
Yukarıda, uzayda bir başına, bir uzay odasında. Он в космосе, один, в космической каморке.
Onların güvenlik kamerası kabloları dış duvar boyunca devam ediyor ve burada güvenlik odasına bağlanıyor. Их кабели для видеонаблюдения идут с наружной стороны стены в комнату охраны вот здесь.
Bak, uzay istasyonunda yaşananları görmek zorunda kaldığın için çok üzgünüm. Слушай. Прости меня за то, что видела на космической станции.
Dış uyarıcılar etkili olup yok etmeden anılarına ulaşması lazım. Evet, evet. Ему нужен доступ к воспоминаниям без внешних помех, которые их отгоняют.
Bunlar uzay tankı sayılır. Это практически космический танк.
Sayborg dış dünyadaki süper insanları topluyor savaşımıza müdahale etme amacı güdüyor. Киборг собирает сверх-людей внешнего мира чтобы попытаться вмешаться в нашу войну.
Ama uzay çağı başladı ve yapacak sürüyle iş var. Но началась космическая эра, и там много работы.
Aynaları kırması, bu hislerinin dış görünümüyle bağlantısı olduğunu gösteriyor. Битьё зеркал указывает на связь между его чувствами и внешностью.
Bu uzay gemisini biz yaptık. Мы построили этот космический корабль.
Ama bu sefer dış dünyayla erişime geçmesine izin verme. Но пока не давайте ему доступа во внешний мир.
Bir anlamda, üç boyutlu uzay, gerçekliğin sadece bir versiyonudur. В определенном смысле трехмерное пространство - это только одна версия реальности.
Bu onlara dış dünya ile bağlantı kurabilmek için destek veriyor. Это даёт им позитивный настрой и связь с внешним миром.
Bakın, profesör bana koskocaman uzay gemisini güveniyor. Слушайте, профессор доверяет мне огромный космический корабль.
Can evinden vuracak bir anlaşma olmalı. - Dış para kaynağını kesmeli. На крупную сделку, которая навредит ему, лишит его внешних денег.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.