Sentence examples of "daha büyüktü" in Turkish

<>
Kendi güneşimizden tam, 000 kat daha büyüktü ve derin bir maviye bürünmüştü. Она была почти в тысячу раз больше нашего солнца и горела темно-голубым светом.
Kendisinden yaş daha büyüktü. На лет старшее ее.
Biri diğerinden daha büyüktü galiba, emin değilim. Один был больше другого, я не знаю.
Hayır, beklediğimden daha büyüktü... Нет, размер весьма приемлемый...
Sana doğrultulandan daha büyüktü. Вблизи он гораздо больше.
Sanki veranda daha büyüktü. Эта веранда была больше!
O günlerde küpler mevcut olanlardan çok daha büyüktü. В те времена кубики были куда крупнее нынешних.
Aslında Eskenazi söylediğinden en az on yaş daha büyüktü; 1895 - 1897 yılları arasında doğmuştur. На самом деле она была старше по меньшей мере на десять лет и, вероятно, родилась в 1895 - 1897 годах.
'den beri Cibuti'de askeri birlik bulunduran Amerika ,'te ülkedeki askeri yerleşim kontratını yıllığı milyon dolara on yıl için daha yeniledi. США поддерживает свое военное присутствие с года, а в году они продлили аренду на содержание военного контингента еще на лет, платя миллионов долларов каждый год.
Bebek bezi ne kadar büyüktü sence? Как думаешь, подгузник был огромным?
Nezaketiniz efendim, canımı ayrımcılığınızdan daha çok acıtıyor. Ваша вежливость, сэр, убивает меня больше, чем ваша дискриминация.
Evet, güneşe maruz kalmanızın etkisi de büyüktü tabii. Да, длительное пребывание на солнце играет большую роль.
Daha fazla fotoğraf için Tatsuya Tanaka'nın Instagram sayfasını inceleyin. Зайдите в Instagram Танаки, чтобы найти еще больше фотографий.
Bu şey, ne kadar büyüktü? Это создание, насколько оно большое?
Bu arada Hakobyan daha çok onlu yaşlarının sonlarında veya yirmili yaşlarının başında genç erkeklerin 'Ermeniliklerini' milli çıkarlara tehdit olarak gördükleri gruplara karşı nefreti yaygınlaştırarak gösterdiklerini vurguluyor. Она с сожалением подчеркнула, что в стране все больше подавляется свобода самовыражения, а Акобян сказал, что группировки состоят преимущественно из молодых людей в возрасте - лет, которые подчеркивают свою принадлежность к армянской нации, распространяя ненависть на группы населения, представляющие, по их мнению, угрозу национальным интересам.
Senin oğlundan biraz büyüktü. Чуть старше твоего сына.
İnanıyoruz ki bu prensipler daha yaratıcı, üretken ve açık toplumlar yaratmaya yardımcı olacaktır. Мы полагаем, что они помогут привнести больше креативности, создать больше инноваций и больше открытых обществ.
Silah amma büyüktü gördünüz mü? Вы видел размер этого ружья.
Afgan aileleri çocuklarından hep en iyiyi beklerler ve mesele, çocuklarına bir yerlerde bir başkasının daha iyi şeyler yaptığını söylemeye gelince hiç bir şansı kaçırmazlar. Афганские родители очень требовательны по отношению к своим детям и никогда не упускают случая, чтобы напомнить им: всегда есть кто - то, кто преуспел больше.
Benden oldukça büyüktü ve tam bir şarlatandı. Он был старше меня и настоящий шарлатан.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.