Sentence examples of "daha yakına" in Turkish

<>
Hayır, daha yakına gelme. Нет, не подходи ближе.
Bizi daha yakına götür. Подведите нас немного поближе.
Az daha yakına gelirse... Если только он подойдёт...
Gelin daha yakına oturun. Сядьте поближе ко мне.
Teyze biraz daha yakına! Тетя, чуть ближе!
Biraz daha yakına gidip bakmak istedi. Он хотел стать ближе и взглянуть.
Daha yakına yaklaşmamız gerekiyor! Нам надо подобраться ближе!
Hayır, hedef noktamızdan çok daha yakına sıçradık. Нет, мы не долетели до точки назначения.
Daha yakına oturmak istemez misin? Ты не хочешь сесть поближе?
'den beri Cibuti'de askeri birlik bulunduran Amerika ,'te ülkedeki askeri yerleşim kontratını yıllığı milyon dolara on yıl için daha yeniledi. США поддерживает свое военное присутствие с года, а в году они продлили аренду на содержание военного контингента еще на лет, платя миллионов долларов каждый год.
Küveti yakına doğru çek. Тяните. Подтяните ванну ближе.
Nezaketiniz efendim, canımı ayrımcılığınızdan daha çok acıtıyor. Ваша вежливость, сэр, убивает меня больше, чем ваша дискриминация.
Ne kadar yakına kadar tarayabilirsin? Насколько близко ты смог подобраться?
Daha fazla fotoğraf için Tatsuya Tanaka'nın Instagram sayfasını inceleyin. Зайдите в Instagram Танаки, чтобы найти еще больше фотографий.
Fırtınaya doğru ilerleyin, olabildiğince yakına. Берем курс! Как можно ближе.
Bu arada Hakobyan daha çok onlu yaşlarının sonlarında veya yirmili yaşlarının başında genç erkeklerin 'Ermeniliklerini' milli çıkarlara tehdit olarak gördükleri gruplara karşı nefreti yaygınlaştırarak gösterdiklerini vurguluyor. Она с сожалением подчеркнула, что в стране все больше подавляется свобода самовыражения, а Акобян сказал, что группировки состоят преимущественно из молодых людей в возрасте - лет, которые подчеркивают свою принадлежность к армянской нации, распространяя ненависть на группы населения, представляющие, по их мнению, угрозу национальным интересам.
İşitme cihazını açtırsan iyi olur ya da yakına gel ki sana açıkça anlatayım. Ты что ли не расслышал? Так подойди поближе, я тебе повторю.
İnanıyoruz ki bu prensipler daha yaratıcı, üretken ve açık toplumlar yaratmaya yardımcı olacaktır. Мы полагаем, что они помогут привнести больше креативности, создать больше инноваций и больше открытых обществ.
Niye o kadar yakına çekiyor? Зачем он так близко подъехал?
Afgan aileleri çocuklarından hep en iyiyi beklerler ve mesele, çocuklarına bir yerlerde bir başkasının daha iyi şeyler yaptığını söylemeye gelince hiç bir şansı kaçırmazlar. Афганские родители очень требовательны по отношению к своим детям и никогда не упускают случая, чтобы напомнить им: всегда есть кто - то, кто преуспел больше.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.