Sentence examples of "devam edecektir" in Turkish

<>
Collier'in genelevlerine girerken sana eşlik etmeye kaldığı yerden devam edecektir. Он снова будет прислуживать тебе в одном из борделей Кольера.
Beni eğitenlere karşı saygım ve minnettarlığım devam edecektir. Я воздам моим учителям должное уважение и благодарность.
Şu ana kadar başaramadı ama denemeye devam edecektir. Он потерпел неудачу, но он продолжит попытки.
Üzerinizdeki bio-sensör mesafe sınırında bize bilgileri aktarmaya devam edecektir. Биосенсоры будут передавать ваши данные даже на большом расстоянии.
Birçok diğer öğrencileri size şirket devam edecektir. Вы всегда будете в компании других учеников.
Başka bir mimar ben göçtükten sonra inşaata devam edecektir. Onun gelişimine kendinden bir şeyler katacaktır. После моей смерти другие архитекторы продолжат работу, и каждый добавит в нее что-то свое.
Güneş yaklaşık olarak 10 milyar yıl ana kol yıldızı olarak yaşamına devam edecektir. Звезда такой массы, как Солнце, должна существовать на главной последовательности в общей сложности примерно 10 млрд лет.
Formosa ve Vietnam hükümeti arasında milyon dolarlık bir anlaşma olmasına rağmen, hükümetin yavaş hareket etmesi ve çelik fabrikasının sahibi olan holdingin sorumluluktan yoksun oluşunun yarattığı öfke ve hüsran ülke sınırlarını aştı ve geçen bir yılda da devam etti. Медлительность правительства, а также отсутствие подотчетности в отношении металлургического завода вызвали гнев и отчаяние, которые вылились в массовые протесты по всей стране и продолжаются уже целый год, хотя правительство Вьетнама и заключило с заводом соглашение на миллионов долларов США.
Kanın onu yok edecektir. Твоя кровь уничтожит его.
Makalenin yazıldığı yaz aylarının sonlarına doğru, Kriz Dernekleri ve Genç Yaşıt Eğitimi Birliği ('Y - PEER "), neden kız kaçırma geleneğine karşı mücadele edilmesi gerektiğini anlatan kısa skeçler sunarak karşı kampanyalarına devam etti. Позднее тем же летом была написана статья, а Ассоциация кризисных центров и Молодёжная сеть равного обучения "Y - PEER" продолжили кампанию посредством небольших зарисовок о том, почему нужно бороться с похищением невест.
Eğer bunu girersen, Hüzün Yıldızı kendini imha edecektir. Введи его, и Звезда Скорби сама себя уничтожит.
İnsan vücudu ölü olmasına rağmen aktif olmaya devam ediyor. Будучи мертвыми, человеческие тела все еще остаются активными.
Bizi farkederse, elindeki her parça kanıtı yok edecektir. А если это случится, он уничтожит все доказательства.
Söyleyecek bir şeyin yokmuş gibi davranmaya devam mı edeceğiz? Или продолжим притворяться, что тебя ничего не тревожит?
Bu muska vücudundaki zayıflıkla savaşmana yardım edecektir. Этот амулет поможет тебе победить слабость тела.
Kafa sallayıp, yoluma devam etmek istiyorum. Я хочу просто кивнуть и идти дальше.
Bana tamam deyin ben de devam edeyim. Скажите, если согласны и мы продолжим.
Hayır, aramaya devam ederim. Нет, я еще поищу.
Yeminli düşmanlar olmaya devam mı? Мы снова стали заклятыми врагами?
Postları Fransızlara verip karşılığında at alırız sonra kızını aramaya devam ederiz. Мы обменяем их французам на лошадей и будем искать ее дальше.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.