Sentence examples of "diye düşünerek" in Turkish

<>
Ve ben de, sadece ben varım diye düşünerek büyüdüm. И я вырос, думая, что был единственным сыном.
"Bu adam bana ne yaptırıyor böyle" diye düşünerek koştum durdum. Я носилась и думала: "Что он заставляет меня делать?"
"Böylesine çeşitli bir topluluk"... diye bahsediyor Fisher. Может быть потому, что многие из них - эмигранты.
Kalabalık olmayacağını düşünerek filmin başlamasından birkaç dakika önce salona vardık. Когда - то мысль о том, чтобы пойти в кино, вызывала волнение.
Yani yarın biraz erken çıkabilirim diye umuyordum. Поэтому я завтра хотел бы уйти пораньше.
O zaman imha etmeye devam edeceksin ama düşünerek ve yaşayarak fakat kusurlu olarak mı? Значит, ты продолжишь уничтожать все, что живет и думает, все несовершенное?
Kim daha yavaş ölecek diye bir yarışma yapmıyoruz burada. Это вовсе не соревнование, кто может умереть медленней!
Sadece yaparak, düşünerek değil. Не думать, просто делать.
Benim endişeme göre ortak zemin diye bir şey yok. Компромисса здесь быть не может, таково мое мнение.
Herkes yolların ileride yine kesişeceğini düşünerek bir yol seçip, o yolda devam eder. Каждый выбирает свою дорогу, думая, что рано или поздно они вновь сойдутся.
Kafan iyi olsun diye geldiysen evinde kalsan da olurdu. Если чтобы дуть, то мог просто дома остаться.
Neyi düşünerek yaptın bunu? О чём ты думала?
Eskiden Nico diye biriyle çalışırdı, ama o herif de bu işleri bıraktı. Обычно он работал с человеком по имени Нико, он тот уже завязал.
Senin yaşında birinin, benim gibi biriyle ilgilenebileceğini düşünerek büyük aptallık ettim. Öyle demeyin şimdi. Мне было глупо думать, что кто-то твоего возраста может заинтересоваться в ком-то вроде меня.
Castle, bomba imha ekibinde bir gelişme var mıymış diye bakmaya git sen. Tamam. Касл, почему бы тебе не узнать, есть ли новая информация от саперов?
Yatakta o gün olan her şeyi düşünerek yatarım. Я лежал в постели, думая обо всём, что произошло в тот день.
Arabayı verir mi diye anneme bir sormam lazım. Я спрошу у мамы смогу ли взять машину.
Ve istedik diye hemen söyleyecekler mi sanıyorsun? И они просто так о ней расскажут?
Yarın için desteğe ihtiyacın olur diye. На завтра, вдруг понадобится подкрепление.
Virginia Mackay öldü, Ted Baldwin komada, sırf sen ünlü bir sanatçının tablosuna sahip olabilesin diye. Вирджиния Маккей умерла, Тед Болдуин в коме, только так вы смогли завладеть картиной известного художника.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.