Sentence examples of "eşiğine getirdi" in Turkish

<>
'da ölümcül bir virüs, medeniyetimizi yakıp geçti. İnsan soyunu yokolmanın eşiğine getirdi. В году смертоносный вирус едва не погубил нашу цивилизацию поставив человечество на грань вымирания.
Bu yüzden seni bana getirdi. Поэтому и привела тебя сюда.
Berbat. Birkaç kötü yatırım batmanın eşiğine getirmiş. Из-за невыгодных инвестиций он на грани краха.
Hagen neden getirdi beni buraya? Почему Хаген привел меня сюда?
Kasaba paniğin eşiğine geldi. Деревня на грани паники.
Bunu diğer öğrencilere göstermek için getirdi. Она принесла это показать другим ученикам.
'Ekonomimiz batmanın eşiğine geldi' diyen sen değil miydin? Ты говорил, что экономика находится на краю гибели?..
Sana o çiçekleri bu yüzden getirdi! Вот почему он принес тебе цветы!
Hayali bir ihanet yüzünden deliliğin eşiğine sürüklendi. Воображаемое предательство подтолкнуло его к краю безумия.
Getire getire üç çiçek getirdi, karşılığında da devamlı götürdü. Он мне однажды цветы принес, зато постоянно что-нибудь уносит.
Bir şeyler yapmak için, insanların ne kadar ölümün eşiğine yaklaşması gerekiyor? Как близко к краю они должны оказаться, чтобы это вас возбудило.
Beni birkaç gün önce bir adam getirdi. Один человек сюда привез несколько дней назад.
Grósz hükûmetinin başlattığı sermaye çekme çabaları sıfırlandı ve 1989 yazında ülke iflasın eşiğine geldi. Усилия правительства Гроса по привлечению капиталов были сведены на нет и к лету 1989 года страна оказалась на грани банкротства.
Flynn buranın neresi olduğunu biliyordu ve bizi doğruca buraya getirdi. Флинн знал об этом месте и привёл нас прямо сюда.
Yani paltonu o getirdi, değil mi? Значит, это он его принес туда?
İlk cinayet bizi direk Travis'in kapısına getirdi. Первое убийство привело нас к двери Трэвиса.
Hatırla. O çocuk arabasında bir bebek olduğunu söyledim ama o oyuncak bir bebek getirdi. Я сказала, что слышала плач ребёнка в коляске, а она принесла куклу!
Etkilemek için kişisel bir eşya getirdi. Он принес свою вещь на работу!
Birkaç yıl sonra, leylekler kızkardeşimi getirdi, Stephanie. Через несколько лет аист принёс мою сестру, Стефани.
Onları buraya o getirdi. Он привел их сюда!
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.