Sentence examples of "en ufak bir" in Turkish

<>
Burada ne olduğu konusunda en ufak bir fikrimiz bile yok. Знаешь, мы понятия не имеем, что здесь произошло.
En ufak bir sinyal alabilmeniz için mil gitmeniz gerekiyor, ayrıca cep telefonları teleskopları engelliyor. Тебе придётся проехать миль, чтобы получить намёк на сигнал, и мобильники мешают телескопам.
Kocamın yeni omlet tarifimi denemesi için tam zamanında evde olacağına dair hiçbir zaman en ufak bir şüphem olmadı. Я никогда не сомневалась, что мой муж будет дома вовремя, чтобы попробовать омлет по новому рецепту.
Öyleyse, onun dönüşüne en ufak bir yardımda bile bulunmak için deli olmam gerek, değil mi? Тогда я дожен быть сумасшедшим, чтоб иметь отношение к ее возвращению, не так ли!?
Ne planladığım hakkında en ufak bir fikrin bile yok, değil mi? Ты понятия не имеешь, что я планировал, не так ли?
En ufak bir kanıtınız bile yok. У вас нет и тени доказательства.
Bu günlerde en ufak bir skandal gösterimizi mahveder. Сейчас лишь намек на скандал разрушит наше шоу!
Federaller en ufak bir bahaneyle beni hapse atabilir. Федералы посадят хоть за переход на красный свет.
Varlığımıza dair en ufak bir fikirleri bile yok. Они даже не знают, что мы существуем.
Bu tip ölçümler yıllarca tekrarlandığında Ay'ın hareketindeki en ufak bir titreme bile tespit edilebiliyor. Когда подобные измерения проводятся каждый год, можно определить малейшее колебание в движении Луны.
Kemikten kaskını çıkarırsanız aynen jöle gibi olur ve en ufak bir darbede yaralanabilir. Выньте её из костяного шлема - и это просто желе, полностью беззащитное.
Ailesinin yaptıkları hakkında en ufak bir fikrin var mı? Да ты хоть знаешь, что сделала его семья?
Bizim gibi insanların en ufak bir hata yapma lüksü yok. Люди вроде нас не могут позволить себе ни единой ошибки.
Aslında Michael'in orada ne yapması gerektiğine dair en ufak bir fikri yoktu. Вообще-то Майкл не имел понятия о том, что он будет делать.
Ne yaptığına dair en ufak bir fikri var mı? Он вообще представляет, что ты с ним сделала?
Bu çok zahmetli ve ne yaptığımıza dair en ufak bir fikrimiz yok. Это огромная работа, а мы без понятия, что нужно делать.
Hiçbir yerde en ufak bir hayvan ya da bitki kırıntısı bile yoktu. Нигде не было даже небольших животных или даже самого крошечного зеленого пятнышка.
Şu herif fazla haplanmış en ufak bir sıyrık almadan dayanabileceğini sanıyor. Тот, кто его нюхал, думал выжить без единой царапины.
Seni ölüme kadar seveceğim hakkında en ufak bir fikrin yok. Ты не представляешь, я же до смерти тебя люблю.
Hissedilen en ufak bir şüphe dahi olursa, Kaybederiz. Если возникнет даже малейшее подозрение, мы все погибли.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.