Sentence examples of "etrafında" in Turkish

<>
Sen hep Çinli kızın etrafında dört dönüyorsun! Ты всегда прыгаешь вокруг этой китайской девчонки!
Tatlım, ben hayatım boyunca hayvanların etrafında çalıştım. Милая, я всю жизнь провёл возле скота.
Pekala, geçidin etrafında fazla bitki örtüsü yok gibi gözüküyor. Yani aramanızı genişletebilirsiniz. Не похоже, что около врат есть растительность, поэтому придется поискать дальше.
Arkadaşlarını normal olduğuna ikna etmeye çalışıyorsun ama etrafında bir sürü deli var. Пытаться убедить друзей, что ты нормальная, и быть среди психов.
Anne Gezegeni de her şeyin kesinlikle şimdikinden daha iyi olmak zorunda olduğu bir geleceğin etrafında dönüyor. Мамина планета, вращается в будущем, где вещи должны стать лучше чем сейчас, гарантированно.
Venüs dünyanın etrafında dönüyor ve hilal şekillerinde görünüyor, Ay gibi. Венера вращается вокруг Земли и принимает форму полумесяца, как луна.
Bu gurup ya da daha fazla galaksiden oluşuyor. Hepsi ortak bir kümenin etrafında dönüyor. И это группа примерно из галактик, которые все вращаются вокруг общего центра масс.
Etrafında olan, hayatta olan koşuşturmayan, herkesin sorununu çözmeyen bir baba. Всегда рядом, живой, а не бегающий и решающий чужие проблемы.
Bu dünya Toretto'nun etrafında dönüyor, değil mi? Весь этот мир вращается вокруг Торетто, правильно?
Ve lavabo etrafında üç diş fırçası vardı. И здесь три зубных щетки возле умывальника.
Hayır, muhtemelen çaresiz koro kızı numarası yapıyor Linton'un ofisi etrafında dolaşarak, göz göze gelmeye çalışıyor. Нет, он наверно отчаянно пытается выскочить, болтается около кабинета Линтона, старается попадаться на глаза.
İstediğin her şeyi yapabiliyorsun! Etrafında hayatlarını sır açıklamaktan kazanan insanların olduğu bir yerde mi? Можно оказаться среди людей, которые зарабатывают на жизнь тем, что раскрывают чужие тайны?
Siz çocuklar bir masa etrafında oturup üstünde küçük beyaz farelerin olduğu gabagool mü yiyorsunuz? Вы, ребята, сидите вокруг стола, поедая сырое мясо с мышкой наверху?
Bu küresel yıldız kümeleri galaksi etrafında, 40 kiloparsek (yaklaşık olarak 131,000 ışık yılı) gibi büyük yarıçaplarda dolanırlar. Такие скопления обращаются возле галактики по большим орбитам, радиусом порядка 40 кпк (примерно 131 000 св. лет) или больше.
Mmm. Seksi kalbimin etrafında bir duvar olarak kullandım. Я использовал секс как стену вокруг моего сердца.
Tom evinin etrafında bir duvar inşa etti. Фома построил стену вокруг своего дома.
Yaşlı dünyamız güneşin etrafında bir tur daha atmaya hazırlanıyor. Старушка Земля совершит еще одно долгое путешествие вокруг Солнца.
Kim etrafında böyle yetenekli isimler varken kendi TV programı olmasını istemez ki? Кто бы стал жаловаться на собственное шоу, с такими-то талантами вокруг?
Ama Orion havuzunun sakin bölgesinde gizlenmiş bir alanda Hubble, gezegenlerin diğer yıldızların etrafında şekillendiğini doğruladı. Внедрившись в звездную колыбель, Хаббл нашел подтверждение тому, что формирование планет проходит вокруг звезд.
Galiba buldum. Işıklı masanın etrafında zafer turu atmak üzereydim. Как раз собирался сделать круг почета вокруг светового стола.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.