Sentence examples of "fazlasını" in Turkish with translation "больше"

<>
Çok bir şey istememiştim ama hak ettiğimden daha fazlasını elde ettim. Я не просил многого, но получил больше, чем заслуживал.
Oyalanmam majesteleri, sadece siz majestelerinin emrettiklerini, hatta daha fazlasını yapacağım. Да, Ваше Величество. Я выполню все ваши приказы и даже больше.
Gitgide daha fazlasını isteyen, dipsiz bir fırına yakıt sağlar gibi büyümeye güç sağlamaya çalışıyoruz. Мы бросаем ресурсы, как в бездонную печь, требующую всё больше и больше топлива.
Bense çok daha fazlasını daha az sürede yapmalıyım. Я должен сделать намного больше за меньшее время.
Biz anlaşmayı yapacağız, ama o bize daha fazlasını verecek. Мы заключим сделку, но пусть он даст нам больше.
Bu droid oldukça değerli, Daha fazlasını alırım. Этот дроид стоит больше, я получу больше.
Daha fazlasını hatırlaman için önerebileceğim meditasyon yöntemleri var. Я могу посоветовать медитации, чтобы вспомнить больше.
Böyle ölümcül bir suç paradan fazlasını gerektirir. Ödeşmek için, sence de öyle değil mi? Такое тяжкое преступление требует больше, чем деньги чтобы загладить это, вам не кажется?
Bu ağaçlardan daha fazlasını görmek istiyorum. Farklı tepeler görmek istiyorum. Senin olmayan bir yüz görmek istiyorum. Я хочу увидеть больше, чем те же деревья, те же горы, другие лица.
Raven, bu sığınak gerçekse yüz kişiden çok daha fazlasını kurtarabiliriz. Если бункер действительно существует, мы сможем спасти гораздо больше людей.
Ona göre hikayeler yalnızca eğlenceden çok daha fazlasını temsil ediyordu. Для него истории представляли из себя много больше, чем просто развлечение.
Ruslardan neredeyse her gün bundan daha fazlasını esir alıyoruz. Русских мы каждый день берём в плен намного больше.
O oyunu idare ederek bir gecede bu çöplükte bir haftada kazanacağımdan daha fazlasını kazanıyorum. За ночь игры я зарабатываю больше, чем за неделю работы в этой дыре.
Yani daha fazlasını öğrenmek istiyorsan, gazeteleri oku internete bak, bilmiyorum işte. Хочешь знать больше - почитай газеты, Сходи в Интернет, не знаю.
Son saatte bir fransız fahişenin nazi işgali sırasında tükettiği kızartmadan çok daha fazlasını yedim. За последние часов я сожрала больше печенья чем французская шлюха во время оккупации нацистов.
Bana devam etmek için telefon görüşmelerinden biraz fazlasını verin ben de size elimden gelen her şekilde yardım edeyim. Дайте мне больше, чем просто какие-то телефонные звонки, и я помогу вам всем, чем смогу.
Ona ne kadar çok şey versek de, Ulu Büyücü Drago hep daha fazlasını istiyor. Не важно, сколько мы отдаем им, Великий Волшебник, Драго всегда желает больше.
Ama o bir düzine insanı öldürdü ve daha fazlasını öldürmeyi planlıyordu. Но он убил множество людей, и собирался убить еще больше.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.