Sentence examples of "göz önüne alınınca" in Turkish

<>
İçinde olduğum durum göz önüne alınınca... Хорошо, принимая во внимание обстоятельства...
Avrupa seçmeninin çok kültürlülük konusundaki iştahının ne kadar azaldığı göz önüne alındığında, tüm kıtada aşırı - sağ partilerin küresel ekonomik krizi göçmenlik sorununa bağlamalarının başarısı görülmekte. На фоне нарастающего разочарования европейцев в политике мультикультурализма, обличение иммиграции как основной причины глобального экономического кризиса уже не раз оказалось выгодным для местных ультраправых партий.
Ölü olduğunu göz önüne alırsan, bu büyük ihtimalle Sean. Ну, учитывая что он мертв, это возможно Шон.
Hedefi göz önüne getir. Ну, учитывая цель.
Merak ediyordum da işlerin gidişatını göz önüne alırsak... Хотел спросить, учитывая, как всё прошло...
Yargıç durumu göz önüne bulundurarak sana yardımcı olacaktır. Судья будет снисходителен к вам, учитывая обстоятельства.
Bilgisayar, ideal koşullar göz önüne alındığında Deep Space'dan ne zaman yardım gelir? Компьютер, в идеальных условиях как скоро нам ожидать помощи с Дип Спейс?
Cinayetleri çözemediğini göz önüne alırsak, yeni ölen kız için fazla umudum yok demek. Я хочу сказать, что с твоим усердием ты вряд ли найдешь убийцу девушки.
Zephyr'in geçmişini göz önüne alırsak bu oldukça güçlü bir tılsım olacak. А учитывая, что вытворял Зефир, это будет мощнейший талисман.
Ve bir araya gelmeden önce de onun bir sürü büyük sırrı olduğu gerçeğini de göz önüne almalısın. И пока вы не сблизились, вы должны учесть тот факт, что у нее полно секретов.
İtaatsizliği ve Kraliyet ailesine ihaneti göz önüne alınarak tüm ev halkının boyunlarının vurulmasına karar verilmiştir. Исходя из неповиновения и угрозы королевской семье: всех его домашних лишить жизни через обезглавливание.
Bulunduğu durumu göz önüne alarak, Teğmen ve Amir hamileliği ailesinden sakladılar. По ее заявлению, они с Амиром скрывали беременность от его семьи.
Bak bu durumunu göz önüne alırsak, Jonathan her an yeni bir kalp krizi geçirebilirsin. Видишь ли, учитывая твое состояние у тебя может быть новый приступ в любой момент.
Düşünceleriniz göz önüne alınacaktır. Ваше мнение будет учтено.
Her şey göz önüne alındığında bugün mutlak bir başarısızlıktı. Учитывая все произошедшее, сегодняшний день был полным провалом.
Sylvia karakterinin Shakespeare'den olduğunu göz önüne alırsak tam olarak nasıI bir tarihsel doğruluktan bahsediyoruz? Раз Сильвия - персонаж Шекспира, как это может быть "исторически" достоверным?
Efendim, gezegende gözüken hastalığı göz önüne alarak gidip Kino'yu getiren herkesi karantinaya almayı öneriyorum. Сэр, учитывая возникшее на планете заболевание, предлагаю изолировать всех, кто забирал Кино.
İniş alanlarındaki devasa askeri güçlerini göz önüne alınca, Pakistan, Rusya ve Sudan'ın Çin'i takip edeceği düşünülüyor. Похоже, Пакистан, Россия и Судан последуют примеру Китая. Они подтянули войска к кораблям в своих странах.
Kibrimi hiç göz önüne almıyorsunuz Madam. Вы задеваете мое самолюбие, мадам.
Alicia'nın yöneticiliği göz önüne alındığında ne kadar uygun olduğunuz görülüyor. Как удобно для вас, учитывая, что Алисия была....
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.