Sentence examples of "gün ışığı" in Turkish

<>
Onu bulduğumda o kadar derin bir çukura gömeceğim ki bir daha asla gün ışığı göremeyecek. Когда я его найду, закопаю так глубоко, что он никогда не увидит свет.
Üç aydır gün ışığı görmeyen polisler. Офицеры, не видевшие света месяцами.
Gün ışığı, Hiccup. Солнечный свет, Иккинг.
Biliyorum bunun gün ışığı kadar doğal olduğunu düşünüyorsun ama yapılması gereken çok zor bir iş var. Я знаю, ты думаешь, что красота даётся от природы, но это тяжкий труд.
Bu hikaye de senin yorumun asla gün ışığı görmeyecek, biliyorsun. Твоя версия событий не увидит свет, и тебе это известно.
Kazık, gümüş ya da gün ışığı kullanırsın. Используй кол, серебро, или солнечный свет.
Bizi güvende tutmak için bir yığın gün ışığı var. И достаточно солнечного света, чтобы обеспечить нам безопасность.
Palmiyeler ve gün ışığı. Солнечный свет и пальмы.
Tüm o birikmiş duman o kadar yoğundu ki gün ışığı geçmiyordu. Весь накопившийся дым был настолько плотным, что солнце не проглядывалось.
Gün ışığı dağlara vurur vurmaz, gemi alıp götürecek onu. Не успеет солнце коснуться гор, он сядет на корабль.
Hoşça kal gün ışığı. До встречи, Солнышко.
Bu gün ışığı hayatımızı aydınlatacak. Солнце будет освещать наши шаги.
Ama bakın gün ışığı var. Но вот и лучик света.
Güzel, sarı bir şişedeki gün ışığı gibi. Как солнечный свет во флаконе из хорошенькой блондинки.
"Sevgili Leon, burada gün ışığı sihirli. "Дорогой Леон, свет здесь просто волшебный.
Çalıştayın sürdüğü iki gün bilgi ve yetenek geliştirme kapsamında servet niteliğindeydi. Два дня слёта были очень информационно насыщенными и вместили в себя большое число занятий по практическому освоению различных технических навыков.
Bendeki ışığı aldı, sevgiyi aldı. Yaşama isteğimi aldı ölebilme yeteneğimi aldı. Она лишила меня света и любви, желания жить и возможности умереть.
Ve gerçek zamanlı haber sunucusu Andy Carvin bin takipçisine, gazetecilerin sahada her gün karşılaştıkları zorlukları hatırlattı: И ответственный за выпуск новостей в реальном времени Энди Карвин напоминает своим тысячам читателей о сложностях, с которыми журналисты, работающие в месте событий, сталкиваются каждый день:
Dışarıda çok yağmur yağıyordu Ama inatçı bir güneş ışığı ilk günümzün sabahında yatak odamıza vuruyordu. На улице шел дождь, но маленький упрямый лучик солнца светил прямо на нашу кровать.
Ama o gün elde ettikleri şey eğlenceden çok daha fazlasıydı. То, что они придумали в этот день, оказалось больше, чем просто забава.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.