Sentence examples of "hayat kadını" in Turkish

<>
Yüzüğüyle oynayıp duruyor, bir şey için suçluluk hissediyor, muhtemelen bugün birlikte olduğu hayat kadını için. Теребит свое обручальное кольцо, чувствует себя в чём-то виноватым вероятнее, проститутка, которую снял недавно.
Ange'de kaybolduktan sonra cesedi bir inşaat alanında bulunan bir hayat kadını. Проститутка из Онге. Она пропала, позже тело нашли на стройке.
"Çirkin hayat kadını" dedim. Я сказал "уродливая проститутка".
Pakistan Başbakanının Ziyareti Sırasında Birçok Kettalı Vatandaş İçin Hayat Durdu Для многих жителей Кветты жизнь останавливается, когда премьер - министр Пакистана наносит визит
Bunun için o kadını öldürdünüz. Вы убили женщину за это.
Hayat Bir Bekleme Kuyruğu ve Sonra Ölüyorsun жизнь - это очередь, а потом ты умираешь
Chandler, bu kadını tanıyor muyuz? Чендлер, мы знаем эту женщину?
Geçtiğimiz hafta Pakistan Başbakanı ve beraberindekiler Belucistan eyaletinin başkentine geldiğinde, Ketta şehri sakinleri, öğrencileri, hastaları ve çalışanlarının çoğu için hayat beklemede kaldı. Жизнь остановилась для многих жителей, студентов, пациентов и работников города Кветта, когда премьер - министр Пакистана и сопровождающие его лица прибыли в столицу провинции Белуджистан в начале июня.
Bir kadını sahtekarlık nedeniyle dava etmek... То есть судить женщину за обман...
Etiyopya'yı terk etmek zorunda bırakıldıktan sonra izole bir hayat sürdü, ancak ülkesinde düzenli olarak gazetelerde yer aldı. Несмотря на то, что, покинув свою родину, писатель жил в уединении, ему удавалось регулярно общаться с прессой внутри страны.
Senin gibi bir kadını görmenin bir erkeği ne kadar mutlu edeceğini hayal edemezsin. Ты не можешь себе представить какое счастье для мужчины видеть женщину вроде тебя.
Dönem ne kadar zalim olsa da, her cephede hırçınlaşan İkinci Dünya Savaşı ve Nazi işgalindeki Ukrayna'da bile insanların normal bir hayat sürebildiğini gösteriyor. Несмотря на жестокие времена, люди пытались сделать всё, что было в их силах, чтобы вести нормальную жизнь даже в оккупированной нацистами Украине, когда Вторая мировая война бушевала на всех фронтах.
Bir kadını etkilemeye çalışırken Mars robotu ile kaza yaptı. Он разбил марсоход, пытаясь произвести впечатление на женщину.
Kırgız "Dans Eden 'Kelin" Erken Evlilik ile Taşra Gelinlerinin Haşin Hayat Şartlarına Dikkat Çekmekte Киргизская "танцующая келинка" протестует против ранних браков, привлекая внимание к трудной жизни сельских невест
Bu kadını ne zaman ziyaret etmişim? Когда я предположительно посещал эту девушку?
Hayat bir jonglörlük numarası. В жизни приходится пожонглировать.
Bir kadını paylaşmak zordur. Трудно поделить одну женщину.
Hayat yanından geçip gitti. Это жизнь мимо проходит.
Evet, bir kadını sevdim. Да, я любила женщину.
Manastırda hayat bu kadar mı değişti? Жизнь в монастыре так сильно изменилась?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.