Sentence examples of "hiç bir" in Turkish

<>
Eğer Afganlar akrabaları ziyarete giderse ve / veya orada öğle ya da akşam yemeği yerse, annelerin çocuklarının ev sahibinin tüm bulaşıklarını iyice yıkayacağı hakkında hiç bir şüphesi yoktur. Если афганцы навещают семью, обедают или ужинают, то их матери, перед тем как уйти, проверяют, осталась ли посуда в доме родственников безупречно чистой.
Afgan büyümek babanın seni hiç bir sebep yokken sabah'da uyandırmasıdır, çünkü hayatta tembelliğe yer yok. Папа поднимает вас с постели в шесть утра в выходной без всякого повода, просто потому что вам никогда нельзя лениться.
Afgan aileleri çocuklarından hep en iyiyi beklerler ve mesele, çocuklarına bir yerlerde bir başkasının daha iyi şeyler yaptığını söylemeye gelince hiç bir şansı kaçırmazlar. Афганские родители очень требовательны по отношению к своим детям и никогда не упускают случая, чтобы напомнить им: всегда есть кто - то, кто преуспел больше.
ama hiç bir fikri yoktu. но он понятия не имел.
Benim hiç parçam, seni hiç bir zaman sevmeyecek. Нет такой части меня, которая когда-нибудь тебя полюбит.
Hiç bir şey başaramamış olurdum. Я ничего бы не добилась.
Gergin olman için hiç bir sebebin yok. У тебя нет причин так нервничать. Хорошо?
Hiç bir yeni konukçunun verilen eski sözleri tutmak zorunda olmadığını biliyorum. У вас от нового носителя не требуют выполнять обязательств его предшественника.
Senden cevap alana kadar, hiç bir yere gitmiyorsun. Ты не уйдешь, пока я не получу ответы.
Onlar da bizi sömürdü, ve biz hiç bir şey söylemedik! Нас эксплуатировали нас, как скотов, мы ничего не сказали.
Anne, baktığım hiç bir yerde daha iyi bir seçenek yok. Ну, мам, как не посмотри, других вариантов нет.
Tamam, hiç bir şeye dokunmam. Ладно. Я не буду трогать вещи.
Bir çocuğun olması hiç bir şeyi kolaylaştırmıyor. Ну, дети эту задачу не упростят.
Hiç bir şey kaçırmak istemiyorum. Я не хочу ничего пропустить.
Ama hedefiniz bir arkadaşsa, kendinize ne söylediğinizin hiç bir önemi kalmaz. Но когда цель - это друг, неважно как вы себя уговариваете.
Hiç bir şeyi örtbas etmiyorum Keith. Я не скрываю преступление, Кейт.
Merak etme, Michael. Ben gardımı hiç bir zaman düşürmem. Не волнуйся, Майкл, я всегда держу ухо востро.
Onu hiç bir yere götürmüyorsun. Ты никуда ее не возьмешь.
Nerede olduğumuz veya nereye gideceğimiz hakkında hiç bir fikrimiz yok. Мы без понятия, где мы и куда нужно идти.
Neden Wo Fat ve Delano hiç bir bağlantılarının olmadığı beş işçiyi öldürmek istesin? Зачем Делано и Во Фату убивать рабочих, с которыми они не связаны?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.