Sentence examples of "için şanslısın" in Turkish

<>
Doktor diğer implantı da çıkardı. İmplantı çevreleyen dokuda fazla hasar oluşmadığı için şanslısın. Доктор удалил другой имплант без такого ущерба окружающим тканям, но вам повезло.
Bu işe sahip olduğun için şanslısın! Тебе повезло, что имеешь работу!
Hayatta olduğun için şanslısın general. Вам повезло выжить, генерал.
Ölen yalnızca bir at olduğu için şanslısın. Тебе повезло, что погибла только лошадь...
Ama en iyi barmen burada olduğu için şanslısın. Вам повезло, что вам попался отличный бармен.
Ciddi bir yaran olmadığı için şanslısın. Повезло, твоя рана не опасна.
Normal bir adam olmadığın için şanslısın, adamım. Тебе повезло, что ты ненормальный, мужик.
Bizi burada bulabildiğin için şanslısın. Радуйся, что мы здесь.
Kurban edildiğin için şanslısın. Тебе повезло оказаться жертвой.
birim nitrojen oksit, emme manifoltunun kaynaklarını eritmediği için şanslısın. Тебе очень повезло, что азот не взорвался при всасывании.
Kalıcı olarak kör olmadığın için şanslısın. Повезло, что окончательно не ослеп.
Clementine olduğu için şanslısın, Joel. Тебе повезло с Клементиной, Джоэл.
Hödük! Bu kadar ufak olduğun için şanslısın! Тебе повезло, что я не бью маленьких!
Bu saldırıdan kurtulduğun için şanslısın. Тебе повезло пережить это нападение.
İnsanların az para kazandığı, minik bir kasabada yaşadığın için şanslısın. Тебе повезло жить в крошечном городке, где люди мало зарабатывают.
Internet'i özgür ve açık tutmak için toplumlara, üreticilere ve devletlere bu prensipleri tanımaları için çağrı yapıyoruz. Для поддержания интернет- пространства свободным и открытым, мы обращаемся к местным сообществам, производствам и странам с просьбой о признании этих принципов.
Böyle harika bir annen olduğu için çok şanslısın. Тебе повезло, у тебя такая прекрасная мама.
Kızıl pandalar genellikle izinsiz avlanılmasalar da, misk geyikleri ve diğer vahşi hayvanlar için konulan tuzaklara kurban gidiyorlar. Хотя браконьеры не охотятся на красных панд, они часто попадают в ловушки для кабарги и других диких животных.
Hey, ama sen şanslısın. Эй, зато тебе повезло.
İlk yağmur ve şiddetli rüzgar kendini gösterdiğinde insanlar hala ahşap panellerine çekiçle vuruyor, market alışverişlerini yapıyor, Facebook'ta canlı yayın başlatıyor ve hayatlarını tehdit eden gelgite tanık olmak için kendilerini tehlikeye atıyorlardı. Первые ливни и порывы ветра уже достигли островов, и люди продолжали заколачивать свои окна деревянными досками, совершать последние пробежки в супермаркет, вести трансляции в Facebook и рисковать жизнью, чтобы стать свидетелями смертоносного величия огромных волн и прилива.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.