Sentence examples of "ifşa etmek" in Turkish

<>
Dişarida beni ifşa etmek isteyen insanlar var. Есть люди, которые хотят разоблачить меня.
Basında seni ifşa etmek çok insancıl olurdu. Встреча с прессой была бы слишком гуманной.
Birleşik Devletler hükümetinin kendi insanlarına karşı olan komplosunu ifşa etmek için ihtiyacım olan herşey bunun içinde. В этом документе всё, что мне нужно для обнародования заговора американского правительства против собственного народа!
Bu menfur cadı zümresini ve Salem'dan hükmeden Şeytan'larını ifşa etmek istiyorum. Разоблачить этот мерзкий культ ведьм и их дьявола, что правит из Салема.
Yapmak isteyeceğin son şey kendini ifşa etmek olur. Последнее что ты хочешь, раскрыть это сейчас.
Ülkeyi'de, önce Kenya'ya, sonra Almanya'ya, sonra nihayetinde sığınma hakkı kazandığı ABD'ye terk etmek zorunda kaldı, ancak daha sonra'de öldü. В году он был вынужден покинуть страну, отправившись сначала в Кению, затем в Германию и наконец добрался до США, где он получил политическое убежище и прожил до своей смерти в году.
Benim sadece bankayı ifşa etmiyor olacağımı anlıyorsun değil mi? Понимаете, я не буду просто так разоблачать банк.
Etmek zorundayım. Bu benim görevim. Приходится, это моя работа.
Gerçekten Stephen Hawking'e sırlarını ifşa etmekten mi çekiniyorsun? Тебя и правда беспокоит раскрытие секретов Стивену Хокингу?
Her şeyin temiz olduğunu kontrol etmek istiyorlar, değil mi? Они просто проверят, чтобы везде было чисто, да?
Ajanların ifşa ettikleri, sıfır. Агенты раскрыты? Ни одного.
Hani şu filmdeki sürekli dans etmek isteyen karakter gibi. Как персонаж из фильма, который просто хотел танцевать.
Ve Muirfield ifşa olur. И Мурфилд будет разоблачен.
Söz konusu mültecilere yardım etmek olunca deneyimin, paha biçilemez değerini açığa çıkarıyor. Когда речь идет о помощи беженцам, ваш опыт может оказаться просто бесценным.
Kelly'nin paraya ihtiyacı vardı ve kitabının yalan olduğunu ifşa etmekle mi tehdit etti? Келли, нуждаясь в деньгах, угрожала раскрыть, что ваша книга ложь?
Bizi yok etmek için bir virüs yaptılar. Они сделали вирус, чтобы уничтожить нас.
Şimdi, eğer Danielle hileyi ifşa etmekle tehdit etseydi bu onu riske atardı. Если Даниэль угрожала раскрыть обман, то это могло поставить ее под удар.
Saygısızlık etmek istemem efendim ama kendisi daha en başından beri bu yolculuğa sıcak bakmıyordu. При всём уважении, сэр, он вообще не хотел ехать в это турне.
Aile içi işlerimizi Dr. Hart'a ifşa ettin. Выставила напоказ наши семейные дела доктору Харт.
Başkan'ı ele geçirmek ve Ring'i yok etmek. схватить Директора и уничтожить "Кольцо".
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.